1978 - 1979 Öğretim Yılı başlarken; ürkek adımlarla okulun kapısından içeri girmiştim; altı yıl boyunca yaşayacağım her şeyin günün birinde anıya dönüşeceğini bilmiyordum.
İlk okulu siyah önlük, beyaz yaka giyerek okuyan bir kuşağın çocuğuydum.
Lacivert etek ve hırka, beyaz gömlek, çorap ve ayakkabılarımla pek bir havalı hissediyordum kendimi !!!
Çocuktum, yeni bir hayata adım atıyordum ve o günlerde etek boyunu belden kıvırarak kısaltmak aklımın ucundan bile geçmiyordu !!!
Sınıfım 1 - G, uçsuz bucaksız okulumun " Yeni Bina " denen deniz manzaralı binasının zemin katındaydı.
Kalabalıktık, benim gibi lacivert formaya bürünmüş bir sürü kız vardı sınıfımızda ve o gün hiç birimiz kız lisesinde okumanın ayrıcalığının farkında değildik.
Altı yılı bir arada geçirince birer kız kardeş haline dönüşeceğimizi de bilmiyorduk.
Yıllar geçti, orta okul bitti, lise dönemleri başladı.
Okulun konferans salonunda mezuniyet balosu yapmıştık.
Şimdiki gibi otellerin havuz başında, şahane tuvaletler giyerek değil; kendi çapımızda, küçük mutlulukları sevince dönüştürerek eğlenmiştik. Bir de ağlamıştık, vedalaşırken ...
Yıllar sonra, anıların içine girdiğim zaman, yazılı ve sözlü sınavların stresinden çok, bol kahkaha ve neşe düşüyor aklıma.
O zamanlar teknoloji ile bu kadar haşır neşir değildik, çoğumuzun evinde telefon bile yoktu ve koptuk birbirimizden.
Hatıra defterlerimize yazdığımız gibi " hayatın sarp ve dikenli yollarında " yürümeye başladık, epeyce yol aldık ve 28 yıl sonra teknoloji hayatımızın ayrılmaz parçası olduğunda birbirimizi bulduk.
Eski günleri özlemle anarak el ele tutuştuk.
Ekim ayında, Kadıköy Kız Lisesi 1984 mezunları buluştular yeniden; ben oğlumun hastalığı yüzünden aralarında olamadım, sesim ve yüreğimle eşlik ettim onlara.
Kadıköy Kız Liseli olmak ayrıcalıktı.
Düşünüyorum da, belki de ayrıcalık Kadıköy Kız Lisesi 1983 - 1984 yılı mezunu olmaktaydı kimbilir. . .
*****
NOT : Bu yazı tüm KKL 1983 - 1984 yılı mezunu arkadaşlarıma ve aramızdan çok erken ayrılan gülen yüzlü arkadaşımız Hülya Özkara'ya ithaf olsun ...