17 Ekim 2011 Pazartesi

AKTARDA !!!!

 
Geçen günlerin birinde  yolum bizim evin arkasındaki aktara düştü.

Yaş ilerledikçe doğal hayata daha çok önem verir olduğumdan mıdır nedir bir süre dükkandan çıkamadım.

Bu bitkisel ürün satan mağazalar tamamen kendilerini aşmışlar.
Bir kere aklınıza gelen her çeşit yağ mevcut.

Ben iki yıl önce "karınca yumurtası yağı" diye bir yağın varlığından haberdar olduğumda "pes"in biraz daha kaba telaffuzunu kullanmıştım; " karıncanın yumurtasının yağı,"  " tavşanın suyunun suyu " gibi gelmişti kulağıma ama " çörek otu yağı " nı da görünce iyice şaşırdım.

Meğer çörek otu yağı  tırnaklara iyi geliyormuş, tırnağı besliyormuş, ayrıca idrar ve süt arttırıcıymış, saçı besler dökülmesini önlermiş. Saçlarım ve tırnaklarım için denemek istedim.

"Karınca yumurtası yağı"nı anlatmama gerek yok; sanırım bütün hanımlar kendini tanımışlardır, epey zaman oldu hayatımıza ve aktarlara gireli :))

Sandal Ağacı yağı, çatlamış ve yıpranmış ciltlere iyi gelirmiş, üstüne üstlük afrodizyakmış.

Çilek yağı, cildi ve gözenekleri sıkıştırırmış, bir de pasta ve keklerde bir iki damlası koku verici olarak kullanılırmış. - Çileğin yağının nasıl çıkarıldığını da anlayabilmiş değilim aslında !!!! -
Bunlar aklımda kalanlar, ben aktardan " karınca yumurtası yağı ", " çörek otu yağı " ve " sandal ağacı yağı " aldım. Eve gelir gelmez sandal ağacı yağını kardeşime kaptırdım.
Sonbaharın gelişi ile birlikte yine koşturmaya başladığımdan umarım  o yoğunluk içinde  özellikle karınca yumurtası yağı ve çörek otu yağını kullanırken birbirine karıştırmam;  aksi takdirde sonucu düşünmek bile istemiyorum :)))

10 yorum:

beenmaya dedi ki...

kullanıyor musun diye sorsan hayır ama erkek kardeşim pek meraklı olduğundan çoğuna aşinayım ben en azından pratikte yok ama teoride :))

Aynur (Küçük Hala) dedi ki...

aktarları seviyorum ama senin de dediğin gibi herşeyin yağı nasıl yapılıyor diye her defasında düşünüyorum :)

biberiye yağı almak için giderim genelde...zira ağrılara, hafif yara ve çarpma sonucu oluşan şişlik ve morluklara iyi geldiğini söyleyim...özellikle evinde küçük çocuğu olanlar için sürekli bulundurmak iyi olur diyorum ben :)

sonuçlardan haberdar et bizi de Özlemcim :)

resimli günlük dedi ki...

Benim de böyle bir kaç turum oldu aktarlara zamanında.Senin gibi daha adını duymadığım bir sürü yağı,çöpü yüklenip çıktım.Tabii aradan biraz zaman geçince kullanmaya üşendim,ne işe yaradıklarını bile unutmaya başladım.Şimdi hepsi bekleşiyor bir çekmecenin köşesinde.Bir gün yeniden bir heves gelir belki :)
özlem

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Aktarları çok severim, severimde artık onlara bile güvenim kalmadı.
Alışagelmiş adaçayı,kuzukulağı,kekik,nane, biberiye vb otların dışında yeni çıkan tüm yağ ve otlar 'acaba' dedirtiyor.
Cilt yaşlanmaması için çocukluğumda annemin salatalığı soyduktan sonra kabuklarını alnında ve yanaklarında gezdirmesi gelirde aklıma.
O zamanlar salatalıklar bile salatalıktı ya şimdi.
Ne bileyim işte Özlem'cim inanmak istiyorum da:))
Tüm bunları içeren bir ilaç türüm var tüm hastalıklara iyi gelen, sadece sarımsak ve limonla yapılan tam bir sene oldu halen yapıcam.
Özlemişim, öperim seni canım...

two of us dedi ki...

"tavşanın suyunun suyu" yaratıcılık budur Üstad.

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

BEENMAYA :E olsun o da bir şeydir Mayam...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Aynur (Küçük hala) : Tamam Aynur'cuım yazacağım...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Resimli Günlük : Evet aslında koşturmaktan aklımıaza bile gelmiyor bazen kullanmak ...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Yaşamın Kıyısında : Salatalık kabuğunu annem de çok kullanır ve o da anneannemden öğrenmiş, eskiler biliyor Nur'cum...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Two Of Us : Teşekkür ederiiim; öyle hissetirdi bana karınca yumurtasının yağı gerçekten :)))