Onunla kuaför salonunda karşılaştık. Önce saç makyaj gibi kadınsal konuları konuşmaya başladık, sonra adaş olduğumuzu öğrendik, gülüştük.
Uzun kahverengi saçları, düzgün bir fiziği vardı. 1990 doğumluymuş, 21 yaşında yani. Akdeniz Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde okuyormuş.
Adaşımın kendine has bir duruşu vardı ayakları yere basan, kendine güvenen, hanım hanımcık bir kızdı.
Bir süre sonra kuaföre Rus bir kadın geldi. Kadın fazla Türkçe bilmiyordu. Bir de baktım benim adaş; kadınla Rusça konuşmaya başladı, gayet akıcı ana dili gibi.
Kadının derdini anladı çalışanlara söyledi. Ben şaşkınlıkla Rusça'yı ne zaman öğrendiğini sordum ve asıl hikaye o zaman başladı.
Özlem yani adaşım, aslında Bulgar'mış. Bulgarca ve Rusça'yı ana dili gibi konuşması bu yüzdenmiş. Annesinin küçük yaşta yaptığı evlilikten dünyaya gelmiş, babasını hiç tanımamış, annesi hamileyken ayrılmışlar çünkü.
Asıl adı Natalia'ymış.
Daha da dramatik olanı, bir gün annesiyle birlikte yolu Türkiye'ye düşmüş.
Annesinin hayatına başka bir adam girmiş ve adamla evlenmişler, ancak adam Natalia'yı istememiş ve Natalia anneannesi ve annesi tarafından 11 yaşında yetiştirme yurduna bırakılmış !!!!
Günlerce ağlamış, yemeden içmeden kesilmiş, doğru dürüst Türkçe'si de yokmuş o zamanlar.
Annesine çok düşkünmüş aslında, yanına annesinin bluzunu almış günlerce annesinin bluzunu koklayarak uyumuş.
Bir süre sonra şimdiki anne ve babası koruyucu aile sıfatıyla Natalia'nın bakımını üstlenmişler ve ona gerçek anne baba olmuşlar.
Çocukları olmadığından Natalia'nın adını Özlem olarak değiştirip, zamanı gelince de nüfuslarına geçirmişler.
Özlem orta okul ve liseyi bitirmiş, sonra da üniversiteyi kazanmış. Natalia'yı ve geçmişini tamamen silmiş. Biyolojik annesi de geçen yıl ölmüş zaten.
Hikayesi bittiğinde birlikte ağlıyorduk. Babasını merak edip etmediğini sorduğumda :
" İnsan bilmediğini merak etmez ki, hem ben şimdiki anne ve babamı çok seviyorum abla " diye yanıtladı beni.
Kuaförden ayrılırken " Hoşçakal Özlem " dedim ona. Natalia demek gelmedi içimden.
O da zaten Özlem'i benimsemişti, çünkü sevgi emekti ve annelik bir çocuğu sadece dünyaya getirmek demek değildi...
Görsel : www. deviantart.com
13 yorum:
çok güzel arkadaşım ruhuna sağlık
sevgi
Kesişen hayatlar ve hayatlara dair nice dramlar, öyküler ve masal tadında yaşamlara tanıklık edebiliyor insan!..çok etkilenerek okudum paylaşmış olduğunuz Özlem'in hikayesini!..sevgi gerçekten de ne büyük bir emek!..ve neleri başarabilmeye yetiyor!nelerden de vazgeçilebiliniyor!..
ama siz çok güzel ana fikri ortaya koymuşsunuz; "sevgi emek ve annelik de bir çocuğu sadece dünyaya getirmek demek değil!.." elbette
Özlem'e başarılarla dolu ve sevgilerle kuşatılmış nice nice uzun yıllar dilerim..
size de bu anlamlı paylaşım için çok teşekkür ederim...
sevgilerimle...
her hayat bir hikaye barındırıyor içinde değil mi Özlemcim...hatta birçok hikaye demeliyim
aslında şanslı olanlardan adaşın
onu koruyup gözeten iyi insanlara denk geldiği için
keşke herkes aynı şansa sahip olsa...
bir de "annelik bir çocuğu sadece dünyaya getirmek değil..." dedin ya
şurada paylaştığım minik ama çok anlamlı hikaye geldi aklıma
http://yigitkartal.blogspot.com/2011/08/yurekte-buyutmek.html
off her hayat ayrı bir hikaye aslında değil mi Özlemcim?
İyi ki yazmışsın,keyifle okudm...
İnsana,insanlığa dair umut doldu yine içim...
sevgilerimle.
Bende ağladım Özlemcim,
en çokda annesinin bluzunun kısmına.
Annesi bir erkek uğruna kızını bırakabilmiş (hiç anlamasamda)
ya ananesi.
Yinede şanslıymış Özlem ki onu seven bir koruyucu ailesi olmuş, ya ötekiler???
haklısın canım
anne olmak sadece doğurmak değil
onu bakıp emek vermek
Sevgi : Çok teşekkürler canım, sağolasın ...
Esmir : Sevgi gerçekten de emek. İnanır mısınız hamileliğimden çok, oğlum doğduktan sonra yaşadıklarım hatırlıyorum. Teşekkür ederim katkılarınız için, sevgiler ...
Aynur ( KÜÇÜK HALA ) : Her hayat bir hikaye gerçekten de Aynur'cum, söz ettiğin yazını okumuş ve çok beğenmiştim. Sevgiler canım ...
Banu : Banu'cum, ben insanlardan yana hep umutlu oldum. Umut biterse hayat biter çünkü, sevgiler ...
Yaşamın Kıyısında : O anneanneyi hiç anlamadım ben de. Çok fakirlermiş anlattığına göre, paraları yokmuş, yazık etmişler çocuğa, fakat şimdiki ailesini gerçek ailesi gibi görüyor. Bu sabah yine karşılaştık, halası aradı yanımda; zannedersin ki, gerçek halası. Böyle şeyler umudumu arttırıyor Nur'cum.
Herkesin yazısı güzel yazılmış olsun...
Mavi Anne : Kesinlikle haklısn Mavi Anne'cim. Sevgi en büyük emek ...
Yorum Gönder