17 Mayıs 2016 Salı

YAŞADIĞIM YILLARIN HEDİYESİ

Bugün tam da o gündü.

Aylardır yapmak istediğimi yaptım.


Evde fazla olan, gereksiz olan ne varsa hepsini attım. 
Oğlumun küçülmüş giysilerini ayırdım; işe yarayanları ihtiyaç duyanlara vermek için. 

Okuduğum, benim için az öneme sahip kitaplarımı bir sahafa bıraktım.  İstersen yeni kitaplarla takas edelim dedi sahaf; yok dedim elimdekileri bitireyim önce .

Yıllardır giydiğim, çok da rahat ettiğim çizmelerime veda ettim. Aksi takdirde o beni terk edecekti.
Bunlar ilk aklıma gelenler .

***
Ben herseyi kolay atabilen biri degilimdir.

Bugün yaptığım evde kendi  çapımda kendi devrimimdi.
Nasıl rahatladım anlatamam.

Sonra  bizim kızlarla buluştuk; kahve içtik . Onlara da anlattım küçük devrimimi ve nasıl rahatlayıp mutlu olduğumu.

Arkadaşlardan biri ; " Keşke, gereksiz insanları da hayatımızdan  böyle atabilsek " dedi.

Şöyle bir düşündüm;  kırklı yaşlarımın son beş senesinde çokça yaptığım şeyin bu olduğunu fark ettim.

Enikonu gereksiz eşya atmayı beceremesem de, 
gereksiz  insanları hayatımdan  çıkarmayı becermişim.
Bu da yaşadığım yılların bana hediyesi olsun...
Galiba  biz buna tecrübe diyoruz ...















Posted via Blogaway


5 Mayıs 2016 Perşembe

NE OLURDUM ?





Gerçekten merak ederim ben;  ben olmasam  ne olmak isterdim diye.

Uzun uzun da düşünmedim aslında, düşünmesi keyifliymiş bunu fark ettim.

Sevgili Eren bu konuyla ilgili mim göndermiş bana. Mimleri cevaplamayı seviyorum.

Özellikle yazmak için konu sıkıntısı çektiğim anlarda yardımcı oluyor mimler bana.

Bu sefer de böyle oldu.

İşte yanıtlar ne olurdum :

1.Yemek olsam ne yemeği olurdum?

Bahar ayındayız ya, enginarı  çok severim  zeytinyağlı enginar olurdum .

2. Müzik aleti olsam ne olurdum?

Kesinlikle ud olurdum. Bu aralar içimde ud çalma isteği var. Yıllar önce başlayıp bıraktığım için çok pişmanım ama zararın neresinden dönsem kârdır değil mi? Bir yerden devam etmek lazım .

3. Araba olsam hangisi olurdum?

Oğlumun en sevdiği film olan Arabalar 1 ve 2 filmlerinin kahramanı Şimşek Mc Quenn olmak isterdim. Arabalar 1 ve 2’yi oğlum sayesinde 3 – 4 kere izlemiştim de sevmiştim keratayı J

4. Aylardan hangisi olurdum?

Mayıs olurdum. Baharın en güzel ayı mayıs bence.  İnsanın yüreğine ılık rüzgarlar, taze çiçek kokuları dolduran bir aydır mayıs bana göre …

5. Ayakkabı olsam hangisi olurdum?

Çok tarzım olmamasına rağmen yüksek topuklu bir ayakkabı olurdum. Nedenini bilmiyorum, görüntüsünden olabilir, topuklu ayakkabıları çok estetik bulurum  

6. Kıyafet olsam hangisi olurdum?

Yazlık bir elbise olurdum. Fazla uzun  olmayan ama çok da mini olmayan, boyundan bağlı, omuzları açıkta bırakan, rengarenk bir yazlık elbise olurdum.

7. Renk olsam hangisi olurdum?

Yeşil olurdum. En sevdiğim renktir yeşil, giyside de makyajda da, doğanın içinde de yeşile bayılırım.

8. Hayvan olsam hangisi olurdum?

Teredüttsüz kedi olurdum. Ev kedisi olmayı tercih ederim tabii J

9. Şu anda okuduğum kitabın 137. sayfasında ne var?

Buket Uzuner’in son kitabını okuyorum, 137. Sayfada dikkatimi çeken bir yazı yok ne yazık ki ama 136. Sayfanın başında bir baş ucu cümlesi var onu paylaşmak isterim :

“ Kişi inciyi denizden çıkarmadıkça o ister inci olsun ister çakıl taşı, fark etmez. “


BLOG NOT 1  : Çok eski bir yazımmış; kitapsesleri blogumda eski bir zamanda yayınlamışım; bir de bu sayfamda paylaşayım.
  
BLOGNOT 2 :  FOTOĞRAF instagramdan kime ait bilmiyorum. Yazı konusuyla bir ilgisi yok, sadece İstanbul özlemimden paylaştım hepsi bu. :)

1 Mayıs 2016 Pazar

'' KÜÇÜK ŞEYLERLE '' NEFES ALMAK ...

Bu gün  1 MAYIS. Emeğin ve emekçinin bayramı. Bütün dünyada bayram havasında kutlanan bu günün benim ülkemde savaş gibi geçmesi tam bir yazı konusu ama benim yazımın konusu şükür ki bu değil !!!!

Anlık mutluluklardan söz etmek istiyorum. Küçük ama o anda beni çok mutlu eden şeylerden.

Son zamanlarda güzel yurdumda  yaşanan sıkıntılardan   beni bir anlık da olsa  kurtaran  küçük mutluluklar mayıs ayının ilk yazı konusu olsun :

Bugün eve gelirken beş dakikalık yolu güvenlik önlemleri nedeni ile yarım saatte tamamlarken ve adım başı polis kontrolü ile karşılaşmışken, mahallenin bakkalına girdiğimde bir kenarda duran bu güzellikler.




  İstanbul'dan gelen  kuzenlerimle Antalya'ya tatile gelmişim gibi gezerken karşılaştığım ışık oyunu .



Deniz mevsimini erken açmanın haklı gururunu yaşarken, Bey Dağları'nın bulutlar ve denizle muhteşem buluşmasını izlemek ...
Blog sayfalarında yazılarını severek okuduğum bir arkadaşımın son derece başarılı bulduğum ilk romanını okumak ve her zaman olduğu gibi kitaplar arasında kaybolmak ...
Böyle geçti yılın dördüncü ayı; küçük şeylerle nefes almaya çalışarak ...