18 Kasım 2012 Pazar

İYİLİK GÜZELLİK !!!



Üniversiteden arkadaşım C. nasılsın diye hatırı sorulduğunda,  " N'olsun iyilik güzellik " derdi.

Onun için iyilik güzellik demek; " hayat devam ediyor işte, rutine bağladık " demekti.

Yıllar sonra,  5 yıl beraber çalıştığım iş arkadaşım F.'ye nasılsın diye sorduğumuzda " Normal" diye bir cevap alırdık.
F. normal olmayan bir tipti.
Hayatın kıyılarında dolaşmayı severdi. Onun için de " normal " demek rutin demekti.

Bu günlerde C. ile F. 'nin kulaklarını çınlatıyorum.
Hayatım " Normal " seyir halinde. C.'nin deyimiyle de  " N'olsun, iyilik güzellik " işte.

Dersler, öğrenciler, evi ziyaret edip üzerimize mikropları, virüsleri serpiştiren hastalık rüzgarı yuvarlanıp gidiyoruz işte.

Bir de üzerinizden uzak bilgisayarımda arıza var. Diz üstü bilgisayarım, açıldığında ötüyor; cidden, sinyal sesi gibi bir ses çıkarıyor. Anlayamadım ne olduğunu? Bizden kıskandı; hasta oldu galiba :)

Bu kadar rutinin içinde yüzümü güldüren bu gördüğünüz ev ekmeği oldu.

Dersler başlayınca bizim evde roller değiştiğinden, ekmeği ekmek makinesinde bizzat sevgili eşim yaptı. Pek de güzel oldu haaa, ekmek kokusu evin her yanını sardı.

Yoğun tempoda yeni bir arkadaşım oldu. Kati Hirşel !!!
Kendisi Alman aslında, İstanbul'u kendi ülkesi kabul etmiş. Acemi dedektif.
Uyumadan önce  renk katıyor yorgun gözlerime.

Geç keşfettiğim Esmahan Aykol'un kitaplarını Tango İstanbul'dan sonra aldım. Bu ne güzel üsluptur, ne sıcak bir kalemdir. Şimdi hepsini teker teker okuyorum. Yorgun, sesi kısık hallerimde bir fincan dolusu ıhlamur çayıyla da eşlik ediyor bana Kati'nin maceraları :)

İşte böyle beni sorarsanız " iyilik güzellik " bu aralar.
Özlemişim blog yazmayı da okumayı da, umarım bundan sonra yazmaya zaman bulabilirim. Şimdi kaçıyorum hayatımın " normal " akışına !!!!


13 Kasım 2012 Salı

ÖNCE SAĞLIK ...



Blog yazmak meğer hayatımın önemli bir parçası olmuş da haberim yokmuş !!

Bir kaç gündür yazamadım hiç bir şey.

Ev yine revire döndü çünkü.
Kasım ayını bu yüzden sevmem pek. Gelirken bütün eve hediye olarak hastalık getirir.
Önce eşim, sonra oğlum, şimdi de ben teker teker hastalıktan aldık nasibimizi.

Hadi eşim ve ben neyse de; oğlum çok şiddetli geçiriyor bu süreci, ben başında nöbetçi anne sabaha kadar istesem de uyuyamıyorum.

Hal böyle olunca yazamadım tabii. Oysa yeni o kadar çok yazı var ki aklımda.

Fazla kitap da okuyamıyorum ve bekleyen çok da  kitap var sırada.

Neyse yazmanın da okumanın da sırası gelir elbet. Sağlık hepsinden önemli, o olmayınca hiçbir şey olmuyor ...