Ramazanın kış aylarına denk geldiği dönemlerdi.
Her ramazan olduğu gibi, yine dolu dolu geçip gidiyordu günler.
Akşam olup iftar vakti geldiğinde sıcacık pide kokusu mutlaka burnuma gelirdi bir yerlerden.
O zamanlar merkezi Afyon olan bir şirketin muhasebe departmanında çalışıyordum. Afyon denince herkesin aklına çetin soğuklar gelir ya, benim de aklıma, sucuk ve kaymaklı ekmek kadayıfı bir de kaplıcalar gelir.
İş yerinden arkadaşlar sürekli Afyon'a gidip geldiklerinden, her gelen elinde kaymaklı ekmek kadayıfı ve sucukla gelirdi. Ben de bunlardan payıma düşeni alır eve getirirdim. İftardan sonra o kaymaklı ekmek kadayıflarını da löp löp indirirdim mideme.
O zamanlar midem, karaciğerim ve böbreklerimin aralarında konuştuklarını hayal ederdim :
***
Midem : - Bu kadın deli mi ne ? Bu kadar ağır tatlıları yiyip yiyip üzerine soda içiyor, çatlayacak bir gün .
Böbreklerim : - Ya içtiği su, kadın geceleri tuvaletten çıkamıyor . ( Tabii o zaman henüz oğluma hamile değildim, böbreklerim hamileliğimin son dönemlerinde, tuvaletten çıkamamanın ne olduğunu anlamışlardır sanırım. Ama ne konuştuklarını bilmiyorum artık :))
Karaciğerim : - Salak, alacak kiloları, veremeyecek sonra farkında değil, bu kadar da şeker yüklemesi yapılmaz ki !!!!
***
Ramazan bitti, şeker bayramı da bitti.
Bir gün işe gideceğim bir de ne göreyim; benim eteklerin fermuarı kapanmıyor, bir ay önce aldığım kotun düğmeleri iliklenmiyor. - Hatırlar mısınız o zaman, düğmeli kotlar vardı. Hiç sevmedim onları, belki de bu yüzden !!! -
Gençlik ya nice sonra aklıma tartılmak geldi. Tartının üzerine çıktım; bir de ne göreyim; 59 kilo olan ben 70 kilo olmuşum !!!! Bir ayda 11 kilo; alkışşşş !!!!
Hani bir ayda 11 kilo ver deseler; ı ıhh veremem mümkün değil ama almışım işte.
Yukarıda fotoğrafını gördüğünüz kaymaklı ekmek kadayıfı ve bilumum şerbetli tatlılar ile tüm maddi ve manevi ilişkimi kesmem o dönemlere rastlar. Tabii 36 ve 38 bedenlerle vedalaşıp, 40'lı bedenleri selamlamam da aynı dönemelere denk gelir.
Ardından gelen hamilelik ve doğumdan sonra vücuduma yerleşen kilolarla aram hiç iyi olmadı.
Hatta sürekli savaş halindeyiz kendileriyle, halen şimdi bile.
İşte bu ramazan, eve gelip giden ekmek kadayıfları ve tüm şerbetli tatlılar bana barış çubuğu uzatsalarda hiç ilgilenmiyorum vallahi.
Artık tatlı anlayışım, yazın dondurma haaa bir de bir parçacık bitter çikolata, ara sıra da sütlü tatlılarla sınırlı.
****
Hay allah!!! Ramazan günü bu yazıyı yazmak nerden aklıma geldi bari iftardan sonra yayına vereyim de ayıp olmasın :)))