28 Mart 2011 Pazartesi

İNCE AYAR

Bu gün akşam üzerine doğru kabıma sığamadım ben.

İçimde tarifsiz bir keyif vardı.

Sabah uyanamamanın getirdiği rehavet akşam üzerine doğru sevinç şölenine dönüştü.

Nedenini bilemedim önce.

Etrafıma baktım, eve gelirken her yer aydınlıktı ama saat 18.30'du.

İyi oldu saatlerin ileri alınması aslında, ince ayar yaptı hayatlarımıza.

Uzun günler bizim artık yaşasın.

Bahar da dallarını uzattı hafif hafif  ne güzel.

Gün bizim güneş bizim, doya doya keyfini sürelim ...

24 Mart 2011 Perşembe

KALBİM BEN VE HOLTER CİHAZI

Pazartesi sabahı herkes işe gitme ve yeni bir haftaya başlama telaşı yaşarken ritmi bozulan kalbimle el ele tutuşup doktora gittik.

Dönüşte bir günlüğüne bedenime konuk olacak holter cihazı eşliğinde eve döndük.

Geceyi de hep birlikte iniş ve çıkışlarla derin derin nefes alarak geçirdik ve ertesi gün tekrar kontrole gittik.

Sonuçta tanı konuldu, "iyi huylu ritm bozukluğu"!!

Doktorum çok neşeli ve konusunda çok başarılı bir doktor beni  rahatlattı.

Uzun uzun kalp tetkiklerimi incelediğini, kalbimin çok sağlam olduğunu bu rahatsızlığın strese bağlı oluşabileceğini bir de geçmişimde yaşadığım gripal enfeksiyonların da katkısı olduğunu anlattı.
Küçük bir ilaç verdi ve ben o ilaç sayesinde kendime geldim.

Bir haftadır gece uykusu uyuyamadığımdan günlerdir gündüz saatlerinde de gece uykusu modunda uyumaktayım.

Şu saat itibarı ile kendime geldim.Kış uykusundan uyanmış gibiyim:))

Baktım ki blog halen kapalı. Orta Doğu kaynıyor, Elizabeth Taylor ölmüş hiç haberim yok olup bitenlerden.

Dedim ki hayat çok kısa ve yaşadıklarımız çok anlık aslında.

Hayatın akışına fazla kapılmamak lazım, acıyı da sevinci de dozunda yaşamak lazım.

Haa bir de sağlıklı yaşamak lazım tabii ne kadar becerebilirsek artık !!!


Kitap Notu : Paulo Chelho'nun Elif'ini hiç beğenmedim ya da havam yerinde değildi kendimi veremedim.
Şu an elimde iki kitap var Serenad ve Bit Palas.
Serenad Zülfü Livaneli'nin yeni romanı. Yazar romanı bir kadının ağzından anlatıyor. Böyle kitapları severim ben. Erkek yazar kadın kahramana, kadın yazar erkek kahramana romanda can verince okumak hoşuma gidiyor.
Bit Palas Elif Şafak'ın eski bir romanı okumakta gecikmişim.
Sırayla okunacaklar artık.

Film Notu : Çınar Ağacı' izlemeyi çok istiyorum . Bakalım ne zaman kısmet olacak?

20 Mart 2011 Pazar

RİTM BOZULUNCA ...

Bu aralar ritm bozukluğu yaşıyorum.

Ben değil aslında kalbim yaşıyor.

Günlük hayatın içinde bu kadar koşmaya dayanamadı galiba.

Oysa ben alışmıştım bu tempoya o isyan etti, uyardı beni. Dur biraz kendine gel bak yoruldum ben dedi.
O zaman anladım ben ruhun bedenden hep daha genç ve dinç kaldığını.

Hafta başından itibaren doktor ve hastane süreci başlayacak

Umarım eski düzgün ritmine kavuşacak kalbim.

Yoksa onun da benim de işimiz çok çok zor olacak !!!

17 Mart 2011 Perşembe

SEVDİM, SEVİNDİM, ÜZÜLDÜM, ŞAŞIRMADIM

Kendime  Paulo Chelho'nun yeni kitabı Elif'i aldım.
Sevdim bu kitabı, baş ucu kitabım olacakmış gibi görünüyor .

* * * * * *

Az önce oğlumun veli toplantısından geldim.
Oğlum sınıfta en hızlı okuyan çocuk seçilip güzel bir ödül  almış.
Böbrek konulu bir resmi okul tarafından resim yarışmasına gönderilmiş.
Geçen sene okul yolunda yaşadığım sıkıntıları hatırlayınca sevinçten ağladım ...

* * * * * *



En korktuğum şeylerden biri günün birinde yabancı, hiç tanımadığım topraklar üzerinde yaşamak zorunda kalmak.


Bunun için tsunaminin ve nükleer felaketin vurduğu Japon'ları anlayabiliyorum.

Dilerim hiç birimizin başına gelmesin böyle bir felaket ...


* * * * * * * *

Tatlıses'in kadınları yoğun bakımda kavga etmişler; birbirlerine hakaret etmişler duyunca  nedense hiç şaşırmadım !!!

15 Mart 2011 Salı

UYANIŞ ...

Karlar eridi çoğu şehirde.

O çamur görüntüsü de gittikten sonra bahara dönecek her yer.

Antalya'da dört mevsim bahar derler ya yalan, asıl bahar şimdi başlıyor.
Apartmanımızın karşındaki portakal ağacı güzel çiçekleriyle motor ve insan gürültüsüyle dolu caddeyi sessiz sedasız süslüyor.


Sokak aralarında binaların arasında bir ağaç çiçeklerini pervasızca açıyor.




Hayat devam ediyor !!!

Birileri doğuyor, birileri vuruluyor, birileri ölüyor.
Depremler bir şehri haritadan silip coğrafya değiştiriyor...

Her şeye rağmen doğa uyanıyor yine ve yeniden.

Yaşadığımız sürece değerini bilmek gerek bu uyanışın; çünkü tekrar görmeye ne kadar vaktimiz var bilmiyoruz ki . . .

9 Mart 2011 Çarşamba

ANTALYA'DA KAR RÜYASI :))))






Bu da Antalya'dan kar rüyası .
Leylak Dalı ve Banu'nun   kardan adamlarına oğlumla birlikte çok imrendik,  Antalya'nın karlı fotoğraflarını bloğa koyalım dedik.
  Fotoğraflar yeni değil ne yazık ki. 2008 şubat ayından kalma :(((
Oğlumun elindeki havuç, yapmayı hayal ettiğimiz kardan adamın burnu olamadan midemize inmişti:))

8 Mart 2011 Salı

NELER YAPIYORUM ?

Nedense Mart ayını sevemedim ben.
Her aksilik bu ay geliyor başıma.

Bu günlerde  sanal alemden reel aleme hızlı bir geçiş yapmış bulunuyorum !!!!

Blogspota verilen ilk cezanın şokunu  oğlumu hafta sonu apar topar acile götürdükten sonra atlattım.

Neyse şimdi her şey yolunda, çocuk iyi olunca anne de iyi oluyor bir kere daha test ettim onayladım!!

Bu gün, sinsi ve arsız bir yağmur var bu şehirde, hava tekrar soğudu.
Yok soğuk havaya sitem etmiyorum, zaten içimdeki Polyanna izin vermez bilirsiniz.
Zaten durup durup bana; -" Diğer şehirlerin soğuk ve karlı havasıyla kıyasla ve sus otur yerinde diyor".


Soğuk havalarla içitiğim yeşil çay arasında doğru orantılı bir ilişki olduğunu fark ettim, Büyülü Bohça'nın güllü olanını herkese tavsiye ederim!!!

Canım yeğenim Melom'un ben severim diye aldığı Ayşe  Kulin'in iki kitap halindeki hayat hikayesini okuyorum.
Kitapşarı  okurken "analar kızın tahtını yapar da bahtını yapamazmış" ata sözünün çok doğru olduğunu görüyorum !!

Sırada Matmazel Nina var, okumak için sabırsızlıkla bekliyorum !!!

Bu aralar hayat hikayeleri okumak istediğimi fark ediyorum !!!

Blog spota kaçamak yazmak istemiyorum.
Herkesi okumak istiyorum. Zaman zaman alıştığım mahalleyi terkedip , başka bir şehire yerleşmiş gibi hissediyorum!!

Perşembe günlerini kendime ayırmaya karar veridm.
Bundan böyle perşembe günleri bana ait. Bu perşembeyi de iple çekiyorum !!

Kısaca bu aralar mutedil dalgalı devam ediyor hayatım.

Martın bana ve sevdiklerime fazla zarar vermeden usulca gitmesini ve Antalya sokaklarının yeniden portakal çiçeği kokmasını bekliyorum  !!!!

Not : Bütün blog arkadaşlarımın emekçi kadınlar gününü kutluyorum ...

5 Mart 2011 Cumartesi

BLOĞUMA DOKUNMA !!!


Mahallenin en yaramaz çocukları yüzünden, mahalledeki komşu teyze ya da amcalardan biri tarafından elimizden en sevdiğim, peşinden koştuğum topum alınmış gibi hissediyorum kendimi.

Ne kötü.

Bir de üstüne üstlük hastalık halleriyle uğraşıyorum.

Canım oğlum havada dolaşan  virüslere  daha fazla karşı koyamadı iki günfür hasta .

Neyse tedavisini yaptık şu an iyi, ben gece nöbetine kaldığım için uyku modunda geziyorum tabii..

Tuhaf bir durumdayım  bloglar kapatıldığından beri.

Çok şey yazmak istiyorum, hiç bir şey yazmak gelmiyor içimden.

Haksız yere cezalandırıldığım çocukluk günlerimi düşünüyorum nedense.

Haksızlığa uğramak, ceza almak çocuğa özgü bir yaptırım değilmiş meğer:))

Çığlık atasım geliyor " Heeeeey, yok artık daha neler? Bloguma dokunma, beni kimse kısıtlayamaz " diye . . .

2 Mart 2011 Çarşamba

YAZI YORUM

Blogum kapanınca terk edilmiş gibi hissetmiştim kendimi ya da gitmek ayrılmak zorunda kalmış gibi.
Haksızlıkla çaresizlik el ele tutuşmuş nanik yapıyorladı sanki bana..

Bu kadar bizimle iç içe olmuş blog sayfalarımız işte...

Şimdi tekrar bloğuma kavuştum.

Çocuk gibi mutluyum, hatta bu gece bloguma sarılıp uyumak istiyorum:))

Neyse sözü uzatmayayım, hoş geldim hoş buldum.

Yarınlardan umutluyum ... demek isterdim; hem yazıma kafiye olsun hem de duygularımı yansıtsın diye ama umut konusunda verdiğim cevabı tahmin ediyorsunuzdur herhalde:)

Sevgiler hepinize ...