30 Ağustos 2017 Çarşamba

YAZ BİTERKEN...















Ömürlerimizden bir yaz daha geçti.  Hoş bu yıl yaz mıydı sonbahar mıydı çoğu insan anlayamadı . Çoğu insan diyorum çünkü biz Antalyalılar olarak farklı bir gezegende yaşıyoruz artık iyice eminim.

***
Bayram tatili için Kaş'a geldik.  Kaş bizim için vazgeçilmez bir tatil mekanı . Her tatil yeri gibi bayram öncesi  inanılmaz kalabalık. 

Ben eş durumundan Kaşlıyım.  Hal böyle olunca kalacak yer sıkıntımız da yok .

Sabah erken kalkıp uzun yürüyüşler yapmasam bu küçük ilçenin güzelliklerini fark edemeyeceğim neredeyse .
Misal her sabah erkenden kalkıp boş sokaklarda elindeki bastondan kuvvet alarak  yürüyen  yaşlı teyzenin farkına varamayacağım.

Ya da,  ben yürürken ve yürüyüşten dönerken halen  uyumakta olan bir türlü uyanmayan  kediyi hiç göremeyeceğim. 

Çarşının ortasında kalmış kral mezarının M.Ö. 4. Yüzyıldan kalma olduğunu bilemeyeceğim.

Sokaklarda akşamdan kalma akşam sefalarının doğal parfüm kokusunun yerini minik ful ağaçlarının muhteşem kokusuna bıraktığını ise asla fark edemeyeceğim.

Çok uzatmayayım; yukarıdaki fotoğrafları çekmek bana pek iyi geldi. 
Blogumda Paylaşmasam olmazdı.

****
Bu arada Kaş 30 Ağustos Zaferini çok büyük bir coşku ile kutladı.  Benim halen ümidim var güzel ülkeme dair .

Emperyalizmin yenik düştüğü en önemli bayramımız -artık kullanılmayan adı ile; 30 AĞUSTOS BAŞ KOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ ' nin - 95. Yılı kutlu olsun.


14 Ağustos 2017 Pazartesi

ABBAS



Cahit Sıtkı askerliğini yedeksubay olarak yapmak üzere birliğine gider.

O yıllarda yedeksubay sayısı az olduğundan her  yedeksubaya emir eri verilmektedir.
Birliğine gittiğinde bölük yazıcısından künye defterini ister.
Sırayla isimlere bakmaktadır bir isim dikkatini çeker.
Abbas oğlu Abbas..

Sakat çolak eli yüzünden çürüğe ayrılmış biridir Abbas..

Talim bitiminde askerin yanına gönderilmesini ister.Öğle saatlerinde kapı çalınır.

Karşısında civan mert yiğit biri selam çakıp;
-Abbas oğlu Abbas Emret komutan!.. der..

Aralarında söyle bir konuşma geçer.
-Nerelisin?
-Memleket Mardin, kaza Midyat komutan.
-Sen benim emir erim olur musun?
-Sen bilir komutan!.

Askere eşyalarını toplamasını ister ve kendi evinin altındaki boş yere taşınmasını ister.

Zamanla askerin zekiliği sıcakkanlılığından etkilenir.

Abbas her sabah erkenden kalkar Cahit Sıtkı'ya kahvaltı hazırlar.

Öğle yemeğini sormadan hazırlar.
Tüm ihtiyaçlarını karşıdan bir istek gelmeden düşünüp yerine getirir.
Erkenden kalkıp Cahit Sıtkı'nın kıyafetlerini ütüler hazırlar ve evin temizliğini yapar..

Akşamları olunca Cahit Sıtkı'nın sevdiği yemek ve mezeleri hazırlar..

Zamanla aralarında komutan asker ilişkisinden daha güçlü bir dostluk bağı oluşur.

Bu saf ve temiz Anadolu çocuğundaki sadakat ve temiz yürekten etkilenmiştir Cahit Sıtkı..

Zaman zaman karşısına alıp dertleşir ve bu Anadolu çocuğunun ruhunda gizli şeyleri keşfeder..

Akşamları rakı sofrası kurup en güzel kızartma ve mezeleri hazırlar Abbas..Araları ndaki duygu bağları güçlenir.Böyle bir keyif gecesi akşamında alkollü Cahit Sıtkı sorar;

-Sen İstanbul'u bilirmisin Abbas?
-Bilir komutanım..
-Orda bir Beşiktaş var bilirmisin?
-Bilir komutan!
Ben orda acemi birlikteydim. .
-Orda benim bir sevgilim var..Sen bana kaçırıp onu getirirmisin?
-Elbet komutan!

Sabah olur Cahit Sıtkı bakar ki Abbas yeni asker kıyafetleri giymiş traş olmuş hazırlanmış.

Cahit Sıtkı sorar;
-Hayırdır Abbas neden böyle hazırlık yaptın?
-Ben istanbula gidecek komutan!..
-Ne yapacaksın sen İstanbulda?
-Sen söyledi bana..Ben gidecek sana Sevgiliyi getirecek !!!!

***
Gözlerindeki hüznü ve gözyaşlarını gizlemek istercesine arkasını dönüp kapıyı çarpar ve çıkıp gider Cahit Sıtkı..Fakat bu mert askerin, yüreği sevgi dolu Anadolu çocuğunun samimiyeti ve sıcaklığından duygulanır..

Akşam olur..
Ağaç altında rakı sofrası kurdurur ve Abbas'ı karşısına oturtur..
Birlikte yer içerler ve Cahit Sıtkı o meşhur şiirini kaleme döker!......

" Haydi abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalp ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumanı,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan. "

Cahit Sıtkı TARANCI