23 Haziran 2015 Salı

ZAMAN NEYE BENZER ?

Zaman neye benziyor diye sorsanız tereddüt etmeden suya diye cevap veririm.  Su gibi akıp giden tek şey zaman bana göre.
***
Bu yaz okullarin kapanmasını beklemeden oğlumla soluğu İstanbul'da aldık. Kendimize bir haftalık tatil hediye ettik.  Çünkü dönem içinde ikimiz de çok yorulmuştuk. Yorgunlugumuza ancak İstanbul iyi gelirdi. Ayağımızın tozuyla minicik bir blog buluşması yaptık. GÜLSAH ve LALE ile buluştuk . Kısa ama çok güzel bir buluşma oldu. Her zaman söylerim; blog dünyası benim için çok ayrıdır.  Güzel dostluklar kurduğum;  keşke daha önce tanısaydim dediğim çok arkadaşım oldu bu sayede.
***
Bu güzel buluşmanın ardından Heybeliada 'da lise arkadaşlarımla buluştuk.  Muhteşem bir toplantıydı.
O gün orada hepimiz  büyümekte olan  genç kızlardık. Adadan dönerken martılar eşlik etti bize.
***
Sonraki günlerde gezebildiğimiz kadar İstanbul'u gezdik.
Tarihe meraklı oğlum Galata Kulesi' ni görmeyi çok istiyordu.
Hezarfen Ahmet Çelebi ' nin kuleden Üsküdar'a uçmayı denemesi onu çok etkilemiş.  Bu nedenle gezmek istediği yerlerin başında Galata Kulesi geldi.
Hem İstanbul, hem tarih aşığı bir çocuk olduğundan bizim aslında oralarda bir ay falan kalmamız gerek.
Ben bu gidişimde Kadıköy'ü çok özlediğimi fark ettim. Çocuklugumda ve genç kızlığımda çok önemsemediğim şeyler şimdi daha önemli oluyor. Yaşlanıyor muyum ne?

***
Sayılı gün çabuk bitiyor elbette. Biz de tatili bitirip yuvaya geri döndük . Fakat gelirken yanımıza misafirlerimizi de getirdik. Kuzenim ve oğlu bizimle Antalya' ya tatile geldiler.  Biz de hız kesmeden Antalya turlarına devam ediyoruz.  
Böylece yaza hızlı bir giriş yaptık ; havada leylek falan da görmedim ama hadi hayırlısı ...


14 Haziran 2015 Pazar

ANLAR ANIYA DÖNERKEN ...

Yaşadığımız her anın aslında hızla anıya dönüştüğünü fark ettiğimde  ne yazık ki kırklı yaşlarımdaydım. Şairin yolun yarısı dediği dönemler çoktan geride kalmıştı.
" Söz uçar yazı kalır " cümlesini yaşam biçimi haline getirmem de yaşadığım anların anıya dönüştümünü fark etmemle doğrudan ilgilidir. 

Bu gün böyle bir an yaşadım .
Lise arkadaşlarımla Heybeliada'da sevgili arkadaşımız Neşe ' nin " NEŞELİ LOKANTA" sında buluştuk.

Evet yıllar geçmişti,  eş olmuştuk, anne olmuştuk,  iş kadını ve evimizin kadını olmuştuk. Ama bu gün hepimiz orta okula yeni başlayan 30 yıl önceki kızlardık.

Bu gün anlar anıya dönüşürken; söz uçtu yazı kaldı. Bir de fotoğraflar ...

11 Haziran 2015 Perşembe

ŞEHİR KOKUSU

İnsanlar gibi şehirlerin de kokusu olduğuna inanıyorum epey bir zamandır.  Antalya misal; hani okyanus ferahlığı adı altında satılan parfümler var ya aynen öyle kokar. Deniz, iyot kokar ve portakal ve limon çiçekleri ile baharda bu koku karışır Antalya' nın kokusu çıkar ortaya.

Peki ya İstanbul?
İstanbul' a hava, kara deniz fark etmez hangi ulaşım yoluyla gelirseniz gelin sizi hep aynı koku karşılar. 
İyot, balık ve insan kokusu.
Bu koku İstanbul kokusudur.
Bu seferki gelişimde de bu kokuyla karşıladı beni İstanbul. 
Yaşlı ama çok şeyler yaşamış 
bir kadının  eski ve sevdiği bir dostunu karşılarken üzerine döktüğü parfümü fazla kacırması gibi.
Buram buram burnuna çarpan o değişmez parfümüyle karşıladı. 
Hüzünlendim bu kokuyu duyunca.
Kokular ne de olsa geçmişle kurduğumuz bağları bize en çok hissettiren şeylerden biridir.
Hoş buldum deyip sarılırken İstanbul 'a gözümün önünden çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım film şeridi gibi geçti.
Şehrin kokusu hiç degişmemişti ve ben bu kokuyu hiç unutmamıştım ...


7 Haziran 2015 Pazar

KİŞİSEL GERİLİM



Kişisel Gelişim kitaplarını genç kızlık dönemlerinde çok okuyan biri olarak şunu söylemek
isterim : En güzel gelişim hayat tecrübesidir.  Bu yüzden hayatımın son yirmi yılında hiç bir kişisel gelişim kitabı ilgi alanıma girmedi.
Kitap  yazarı İdil Hazan Kohen  de benim gibi düşünüyor olmalı. 
Kişisel Gerilim adlı kolay okunsun ve eğlenceli bir kitap yazmış.
Günlük hayat yorgunluğuna karaya vurmuş Dila ' nın kişisel gelişim uğruna  yaşadıklarını eğlenceli bir dille anlatmış.
Be  okurken çok keyif aldım.  Tabii  benle aynı görüşe sahip olmayanlar da vardır mutlaka.
Demem o ki; kişisel gelişimin yolu da yine insanın kendisinden geçiyor.
Aura,  çakra makra bahane.
Kendi yolunu kendi bulmalı insan ...