29 Eylül 2015 Salı

BEYNİMİN KIVRIMLARI ...



Bu tuhaf bir duygu.

Zamanın hızlı geçmesinden söz ediyorum.

Hem de öyle tuhaf ki ; misal sanki 2014 yılını hiç yaşamadan 2015' e geçmiş gibi hissediyorum son günlerde kendimi.

Oysa 2014 benim için unutulmayacak kötü anılarla dolu bir yıl oldu. Babamı kaybettim, ameliyat oldum, genç sayılabilecek yaşta bir arkadaşımı kaybettim falan filan. 

Buna rağmen 2014 yılına dair çoğu şeyi hatırlamıyorum. Beynimin bir köşesinde gizli bir geri dönüşüm kutusu varmış da o yıla dair her şeyi bu kutuya atmış ve sonra  içindekileri  tamamen  boşaltmış gibi hissediyorum.

Bu yıl,  gelişinden çok umutlandığm 2015 sadece benim için değil, hepimiz için kötü bir yıl oldu.
2015' e ait anılarımın beynimdeki yerini şimdiden çok merak ediyorum. 

Kimbilir belki de unutmak en güzelidir; belki de aslolan budur.

Böyle durumlarda  çok sevdiğim ve öğrencilerimle de paylaştığım  o  Osmanlıca ata sözü geliyor aklıma  :

**" Hafıza - i beşer nisyan ile maluldür.  "

** İnsan hafızası unutma özürlüdür !!!



Posted via Blogaway


23 Eylül 2015 Çarşamba

TEK DİLEĞİM ...

Huzur ve barış dolu,
kavga ve savaşların olmadığı ,
insanların birbirine dostluk,  kardeşlik gibi güzel duygularla
bağlandığı günlerimiz; çocukluğumdaki gibi mutlu bayramlarımız olsun ...

Bu günlerde tek dileğim budur ...
Çok şey istemiyorum değil mi?


15 Eylül 2015 Salı

HERKES GİTSE KİM KALIR ?


Çocuktum mahallemizde bir sürü arkadaşım vardı.  Yorgo, Meri, Sofia, Silva,  Tanya,  Zeynep,  Seher,  Nil ...


Madam teyze; -adı çok uzundu telaffuz edemezdik Madam Teyze derdik- bize Paskalya Çöreği yapardı renkli yumurtalar çok hoşuma giderdi. 
Nina,  Raşel ve Rosa teyzeler üst kat komşularımızdı. 
Yahudilerin oruç tutma zamanında bize hamursuz denen bir yiyecek yaparlardı çok severdim.

Üniversitede okuyan bir kızı vardı Nina teyzenin.  Matematik ödevlerime yardım ederdi. Sonra evlenip İsrail ' e gitti. Herkesten çok ben üzüldüm.

Sonra üniversite yıllarım başladı.  Üniversite hayatı çok farklıdır . Türkiye ' nin her yerinden arkadaşlarım oldu. Erzincan, Elazığ,  Ordu, Trabzon,  Samsun, İzmir,  Aydın,  Denizli ...





Hepsi - memleket - lerine tutkuyla bağlıydı. En iyi okul arkadaşım aleviydi. Muhteşem bir ailesi vardı. Onları kendi ailem kadar sevmiştim ki halen  görüşürüz.

Diyeceğim o ki; biz Anadolu ' yuz. Hamurumuzu Pir Sultan Abdal, Yunus Emre,  Hacı Bektaş Veli,  Mevlana yoğurmuş. 

İşgal altındaki topraklardan düşmanı kovmuşuz. Bizi kimse bölemez.

Günlerdir bu topraklardan gitmekten bahsediyor insanlar.

Bu coğrafya öyle bir coğrafya ki kimse hiç bir yere gitmez, gidemez. Bu kadar kalabalık bir coğrafyayı kimse kolay kolay bölemez.

Sahi herkes gitse geriye kim kalır ?




























Madam teyze -adı çok uzundu telaffuz edemezdik Madam Teyze derdik- bize Paskalya Çöreği yapardı renkli yumurtalar çok hoşuma giderdi.
Nina,  Raşel ve Rosa teyzeler üst kat komşularımızdı.  Yahudilerin oruç tutma zamanında bize hamursuz denen bir yiyecek yaparlardı çok severdim. Üniversitede okuyan bir kızı vardı Nina teyzenin.  Matematik ödevlerime yardım ederdi. Sonra evlenip İsrail ' e gitti. Herkesten çok ben üzüldüm.

Sonra üniversite yıllarım başladı.  Üniversite hayatı çok farklıdır . Türkiye ' nin her yerinden arkadaşlarım oldu. Erzincan, Elazığ, Trabzon,  Samsun, İzmir, Aydın,  Denizli ...

Hepsi - memleket - lerine tutkuyla bağlıydı. En iyi okul arkadaşım aleviydi. Muhteşem bir ailesi vardı. Onları kendi ailem kadar sevmiştim ki halen  görüşürüz.

Diyeceğim o ki; biz Anadolu ' yuz. Hamurumuzu Pir Sultan Abdal, Yunus Emre,  Hacı Bektaş Veli,  Mevlana yoğurmuş.

İşgal altındaki topraklardan düşmanı kovmuşuz. Bizi kimse bölemez.

Günlerdir bu topraklardan gitmekten bahsediyor insanlar.

Bu coğrafya öyle bir coğrafya ki kimse hiç bir yere gitmez, gidemez. Bu kadar kalabalık bir coğrafyayı kimse kolay kolay bölemez.

Sahi herkes gitse geriye kim kalır ?