
- “ Kardeş, siz çocuğu hangi öğretmene verdiniz?
- “ Biz vermedik, okul "C Hanım" ın sınıfına vermiş.”
- “ Aaa, öğretmen tercih etmediniz mi? Aman şekerim C Hanım için çok sessiz diyorlar, biz "A Hanım"ı istiyorduk; vallahi tam … ( miktarı özellikle yazmıyorum ) TL para verdik ve yazdırdık çocuğu "A Hanım" ın sınıfına.
- “ İyi hayırlı olsun .“
- “ Olur olur, hırslı bir öğretmenmiş A Hanım, çok da otoritermiş adam eder çocukları!”
- !!!!
Üç hafta sonra…
- “ Öğretmen geçen gün bizi okula çağırdı, bizim oğlan sınıfta çok uyumsuzmuş, kalkıp sınıfın içinde dolaşıyormuş. Ders dinlemiyormuş. Siz bu çocuğu alın da psikoloğa götürün dedi”.
- “ Kim dedi bunu o çok meşhur, bilmem ne kadar para bayıldığınız A öğretmen mi dedi?”
- “ Evet şekerim, vallahi psikoloğa gitmesi gerekiyormuş bizim oğlanın.”
- “ Hadi canım, bu çocuk kreşe, ana okuluna gitmedi mi? ”
- “ Evet gitti.”
- “ Peki orada sorun var mıydı?”
- “ Hayır arkadaşlarıyla güzel güzel oynardı, bütün faaliyetlere de katılırdı. ”
- “ Sence sorun sadece senin oğlunda mı dersin, şu çok ünlü öğretmen A acaba, biraz çocuğu kazanmaya çalışsa, biraz ilgi gösterse, bu çocuğun henüz ilk okul birinci sınıfa yeni başladığını göz ardı etmese, sonra çocukta değişim olmazsa psikologdan yardım alsanız nasıl olur, ne dersin?
- “ Hiç bunu düşünmemiştim.”
- “ Düşünsen iyi edersin, iyi öğretmen, daha yolun başında öğrencisini reddeden değil kazanan, kazanmak isteyen ve bunun için çaba gösteren öğretmendir. Bunu asla unutma.
*****
Yukarıda yaşanan diyaloglar tamamen gerçektir.
Her yıl ilk okul birinci sınıflarda yaşanan “öğretmen seçme”, hatta bu yüzden öğretmenlere yüksek rakamlarda para verme gibi durumlara şiddetle karşı çıkıyorum.
Öğretmen iyi olabilir, -iyilik- kriterleri herkese göre de farklıdır, hepsinden önemlisi çocuğun öğretmenini sevebilmesidir.
Okul hayatına adım atar atmaz ilk gözüme çarpan sorun bu olmuştu.
Birkaç tane daha var ama onlar da diğer yazılarımın konusu olsun.