Dün çok özel bir konuğum vardı.
Yirmi yıldır görüşmüyorduk.
Biraz heyecanlandım haliyle, uzun yıllar görmeyince birbirimizi oturup ne konuşacağız diye düşündüm önce.
Sonra hazırlık yaptım.
Çikolatalı sufle yaptım ona; o zamanlar çok severdi; sufle yapmak kolay değil, birlikte deneyip elimize yüzümüze bulaştırdığımız zamanlar çok olmuştu, dondurma da severdi; sufleyi dondurma eşliğinde ikram ederim diye düşündüm.

Gelmesine yakın giyindim, hafif makyaj yaptım. Az sonra kapı çaldı, konuğum geldi.
Çok şaşırdık birbirimizi görünce; gözlerim doldu. O samimiyetle sarıldı boynuma; hiç değişmemişsin diyerek. - Değişmez olur muyum?Değiştim elbet; yalandı ikimiz de biliyorduk bunu. -
Uzun uzun yüzüne baktım, kızıla yeni boyattığı saçlarına, hiç kırışık olmayan yüzüne...
Kot pantalon üzerine siyah bir ceket giymişti, sahi o zamanlar bu modaydı değil mi? Kotun üzerine siyah ceket.
İncecikti; -biraz kıskandım zayıflığını itiraf edeyim-.
Nasıl bu kadar incesin diye sordum, haftanın üç günü spor salonuna gidiyormuş, aerobik yapıyorlarmış ve tempolu yürüyüş yapıyormuş.
Yaparsın tabii dedim içimden, bekarsın, çoluk yok çocuk yok, oooh keyfini sür bu günlerin, çabuk geçiyor.
Söz kitaptan açıldı, kitaplarıma baktı " Halen okuyorsun değil mi ?" dedi.
"Evet dedim, o hiç değişmedi; artan oranda okuyorum halen" diye gülerek yanıtladım onu.
Ne okuduğunu sordum, klasikleri okuyormuş, Suç ve Ceza'yı yeni bitirmiş, Madam Bovary'e başlamış ama hiç bir şey anlamamış. Çevirisindendir dedim.
İnternetten düzgün çevirili olan klasikleri almasını önerdim ona; şaşırarak baktı yüzüme -İnternet ne ki? dedi. Doğru o zamanlar internet yoktu ki.
Sonra aşkı konuşmaya geldi sıra; hayatında biri olup olmadığını sordum; hınzır bir gülüş yayıldı yüzüne; sen benden daha iyi bilirsin dedi. Sesimi çıkartmadım.
Oğlumun fotoğrafını gördü, inceledi, bana benzediğini söyledi. Bu da aşkın başka türlüsü dedim, bu sefer de o sesini çıkartmadı.
Sonra geçmişi konuştuk, hayal kırıklıklarımızı, sevinçlerimizi, hüzünlerimizi. Hayatımızdan gidenleri, temelli kalanları, yeni girenleri ...
Çikolatalı sufleye bayıldı, ilerletmişsin sufle işini dedi gülerek. Dondurmasını da iştahla yedi.
O kadar uzun sohbet ettik ki, zamanın nasıl geçtiğini anlamadık bile.
Vedalaştık sonra, aynı samimiyetle kucaklaştık kapıda o giderken.
Merdivenlerden inerken balkona koştum ardından el sallamak için; göremedim, üzüldüm göremeyince...
Yıllar öncesinden çıkıp gelen yirmi üç yaşım çoktan sokaktaki kalabalığa karışmıştı.
****
Not 1 : Bu yazı Yaşamın Kıyısında'nın son yazısındaki Can Yücel şiirinden esinlenerek yazılmıştır.
Not 2: Yirmi üç yaşımla çok eğlendim, 9 -10 - 17 yaşlarımı da bir ara davet etmeyi düşünüyorum gelirlerse ...
26 yorum:
Çok hoş bir yazıydı, serinin devamını bekliyoruz:)
Özlem çok güzel bir yazı olmuş... Sen diğer yaşlarınla buluşmalarınıda yazıp seri yapabilirsin bunu...
çok güzeldi yazmışsın çoook
hüzünlendirdi beni ama :(
kendimi düşündüm, o yaşımı...babam aklıma geldi hemen
ben 23 yaşındayken hastanelerde idik :(
24'de de bırakıp gitti bizi :(
şimdi bakıyorum da sanki ben hep bu yaşımdaymışım, o 2'li ve 3'lü yaşları hiç yaşamamışım gibi hissediyorum
Çok güzel olmuş. Diğer yaşların misafirliğini de merakla bekliyorum.
"İnternet ne ki?" bölümüne kadar anlamamıştım senin daha genç halinin misafirliğini. Okuması çok keyifli bir yazıydı Özlemciğim. Ben de diğer yorumcular gibi düşünüyorum. Başka yaşların da gelsin misafirliğe:)) Öptüm seni..ç
Sürprizli bi ryazıydı, çok güzel. Okumaktan büyük keyif aldım.
İlk başta inandım gerçekten:))
Çok güzel bir yazı olmuş,bayıldım!
Harikasın Özlem'cim,
Pazar günü bana gelenlerle çok eğlendim:))
Sanırım ara ara çağırmak gerek dimi? canım.
öpüldünüz...
İnanılmaz etkileyici olmuş,gözümün önünde canlandı...Etkileyiciydi...
Yenilerini bekliyorum:)Tebrikler
ne kadar hoş bir yazı olmuş
23 yaş bana çok güzel şeyler hatırlatıyor ben de denemeliyim böyle yazmayı çok sevdim
sufle de süperrrr
çok çok güzel...
Harikasın Özlem!..Okurken sayfanın üstüne çıkıp fotoya baktım arada,nede güzel anlatmışsın,çok keyifliydi...
Her yaşın ayrı bir güzelliği var malum,onlarıda yaz bence canım:)
Eren'cim teşekkür ederim:)
Lale'cim düşünüyorum ben de bayram ertesi inşallah:)
Aynur'cum anne ve bababıb erken gidişi yüreğimi yakmıştır hep, mekanı cennet olsun babcığının...
Tamam Parpali'cim:)
Sağol Yeşim'cim bayram ertesi inşallah:)
Vladimir çok teşekkür ederim:)
Sağol Yeraz'cım:)
Valla çağırmak lazım Nur'cum :)
Ben de öptüm :)
Teşekkür ederim Natali, sağol:)
Sağol Mavi Anne'cim, zor öğrendim sufle yapmayı :))
Sağol Zillizibidik; özledim seni :))
Kesinlikle her yaşın güzelliği ayrı Banu'cum, sağol canım:)
özlemcim çok güzel yazmışsın, eline sağlık. eline sağlık da, ben hala kot üzerine siyah ceket giyiyorum yahu :)
Geveze Baykuş : Aaa ben de giyiyorum, o zamanlar tam bir çılgınlıktı ama hatırlar mısın bilmem?
Sevgiler:))
Yorum Gönder