23 Ağustos 2011 Salı

YILLARIN İÇİNDEN ÖZEL MİSAFİR


Dün çok özel bir konuğum vardı.
Yirmi yıldır görüşmüyorduk.
Biraz heyecanlandım haliyle, uzun yıllar görmeyince birbirimizi oturup ne konuşacağız diye düşündüm önce.
 Sonra hazırlık yaptım.

Çikolatalı sufle yaptım ona; o zamanlar çok severdi; sufle yapmak kolay değil, birlikte deneyip elimize yüzümüze bulaştırdığımız zamanlar çok olmuştu, dondurma da severdi; sufleyi dondurma eşliğinde ikram ederim diye düşündüm.


Gelmesine yakın giyindim, hafif makyaj yaptım. Az sonra kapı çaldı, konuğum geldi.

Çok şaşırdık birbirimizi görünce; gözlerim doldu. O samimiyetle sarıldı boynuma; hiç değişmemişsin diyerek. - Değişmez olur muyum?Değiştim elbet; yalandı ikimiz de biliyorduk bunu. -

Uzun uzun yüzüne baktım, kızıla yeni boyattığı saçlarına, hiç kırışık olmayan yüzüne...
Kot pantalon üzerine siyah bir ceket giymişti, sahi o zamanlar bu modaydı değil mi?  Kotun üzerine siyah ceket.
İncecikti; -biraz kıskandım zayıflığını itiraf edeyim-.

Nasıl bu kadar incesin diye sordum, haftanın üç günü spor salonuna gidiyormuş, aerobik yapıyorlarmış ve tempolu yürüyüş yapıyormuş.
Yaparsın tabii dedim içimden, bekarsın, çoluk yok çocuk yok, oooh keyfini sür bu günlerin, çabuk geçiyor.

Söz kitaptan açıldı, kitaplarıma baktı " Halen okuyorsun  değil mi ?" dedi.
"Evet dedim, o hiç değişmedi; artan oranda okuyorum halen" diye gülerek yanıtladım onu.

Ne okuduğunu sordum, klasikleri okuyormuş, Suç ve Ceza'yı yeni bitirmiş, Madam Bovary'e başlamış ama hiç bir şey anlamamış. Çevirisindendir dedim.
İnternetten düzgün çevirili olan klasikleri almasını önerdim ona; şaşırarak baktı yüzüme -İnternet ne ki? dedi. Doğru o zamanlar internet yoktu ki.

Sonra aşkı konuşmaya geldi sıra;  hayatında biri olup olmadığını sordum; hınzır bir gülüş yayıldı yüzüne; sen benden daha iyi bilirsin dedi. Sesimi çıkartmadım.

Oğlumun fotoğrafını gördü, inceledi, bana benzediğini söyledi. Bu da aşkın başka türlüsü dedim, bu sefer de o sesini çıkartmadı.

Sonra geçmişi konuştuk, hayal kırıklıklarımızı, sevinçlerimizi, hüzünlerimizi. Hayatımızdan gidenleri, temelli kalanları, yeni girenleri ...

Çikolatalı sufleye bayıldı, ilerletmişsin sufle işini dedi gülerek. Dondurmasını da iştahla yedi.

O kadar uzun sohbet ettik ki, zamanın nasıl geçtiğini anlamadık bile.

Vedalaştık sonra, aynı samimiyetle  kucaklaştık  kapıda  o giderken.

Merdivenlerden inerken balkona koştum ardından el sallamak için; göremedim, üzüldüm göremeyince...

Yıllar öncesinden çıkıp gelen yirmi üç yaşım çoktan sokaktaki kalabalığa karışmıştı.

****
Not 1 : Bu yazı Yaşamın Kıyısında'nın son yazısındaki Can Yücel şiirinden esinlenerek yazılmıştır.
Not 2: Yirmi üç yaşımla çok eğlendim,  9 -10 - 17 yaşlarımı da bir ara davet etmeyi düşünüyorum gelirlerse ...


26 yorum:

Eren dedi ki...

Çok hoş bir yazıydı, serinin devamını bekliyoruz:)

laleninbahcesi dedi ki...

Özlem çok güzel bir yazı olmuş... Sen diğer yaşlarınla buluşmalarınıda yazıp seri yapabilirsin bunu...

Aynur (Küçük Hala) dedi ki...

çok güzeldi yazmışsın çoook
hüzünlendirdi beni ama :(
kendimi düşündüm, o yaşımı...babam aklıma geldi hemen
ben 23 yaşındayken hastanelerde idik :(
24'de de bırakıp gitti bizi :(

şimdi bakıyorum da sanki ben hep bu yaşımdaymışım, o 2'li ve 3'lü yaşları hiç yaşamamışım gibi hissediyorum

Parpali dedi ki...

Çok güzel olmuş. Diğer yaşların misafirliğini de merakla bekliyorum.

Yeşim Özdemir dedi ki...

"İnternet ne ki?" bölümüne kadar anlamamıştım senin daha genç halinin misafirliğini. Okuması çok keyifli bir yazıydı Özlemciğim. Ben de diğer yorumcular gibi düşünüyorum. Başka yaşların da gelsin misafirliğe:)) Öptüm seni..ç

Vladimir dedi ki...

Sürprizli bi ryazıydı, çok güzel. Okumaktan büyük keyif aldım.

Yeraz dedi ki...

İlk başta inandım gerçekten:))
Çok güzel bir yazı olmuş,bayıldım!

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Harikasın Özlem'cim,
Pazar günü bana gelenlerle çok eğlendim:))
Sanırım ara ara çağırmak gerek dimi? canım.
öpüldünüz...

BAYKUŞ GÖZÜYLE... dedi ki...

İnanılmaz etkileyici olmuş,gözümün önünde canlandı...Etkileyiciydi...
Yenilerini bekliyorum:)Tebrikler

MAVİANNE dedi ki...

ne kadar hoş bir yazı olmuş
23 yaş bana çok güzel şeyler hatırlatıyor ben de denemeliyim böyle yazmayı çok sevdim
sufle de süperrrr

zillizibidik dedi ki...

çok çok güzel...

banu(çifte kavrulmuş hayat) dedi ki...

Harikasın Özlem!..Okurken sayfanın üstüne çıkıp fotoya baktım arada,nede güzel anlatmışsın,çok keyifliydi...
Her yaşın ayrı bir güzelliği var malum,onlarıda yaz bence canım:)

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Eren'cim teşekkür ederim:)

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Lale'cim düşünüyorum ben de bayram ertesi inşallah:)

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Aynur'cum anne ve bababıb erken gidişi yüreğimi yakmıştır hep, mekanı cennet olsun babcığının...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Tamam Parpali'cim:)

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Sağol Yeşim'cim bayram ertesi inşallah:)

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Vladimir çok teşekkür ederim:)

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Sağol Yeraz'cım:)

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Valla çağırmak lazım Nur'cum :)
Ben de öptüm :)

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Teşekkür ederim Natali, sağol:)

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Sağol Mavi Anne'cim, zor öğrendim sufle yapmayı :))

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Sağol Zillizibidik; özledim seni :))

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Kesinlikle her yaşın güzelliği ayrı Banu'cum, sağol canım:)

geveze baykuş dedi ki...

özlemcim çok güzel yazmışsın, eline sağlık. eline sağlık da, ben hala kot üzerine siyah ceket giyiyorum yahu :)

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Geveze Baykuş : Aaa ben de giyiyorum, o zamanlar tam bir çılgınlıktı ama hatırlar mısın bilmem?
Sevgiler:))