6 Mayıs 2010 Perşembe

MİYOP GÖZLER

animal_in_me_8d_by_royaled

Dün arkadaşlarım A ve S sabah kahvesine bana geldiler.

Çarşamba günü boş günlerimden biri olduğundan, onlarla Türk Kahvesi eşliğinde sohbet etmek bana da iyi geldi.

A öğleden sonra göz doktoruna randevusu olduğunu söyledi.

6. sınıfa giden kızının gözleri bozukmuş, uzağı göremiyormuş miyopmuş.

Sorun çocuk rahatsızlığı olunca her anne gibi A da biraz telaşlıydı.

Bizim S ise her zaman rahat bir kadındır,
A’ya - “ Görme bozukluğunun çaresi çok telaş etme dedi, hele miyop tedavisi şimdi çok kolay, dilerse gözlük kullanır, dilerse lens, hatta lazerle tamamen göz bozukluğunu ortadan kaldırma olanağı bile var sen kızının uzağı görebilmesini sağla, önemli olan bu bence “ dedi.

Ben ikisini sessizce dinlerken A’nın şaşırdığını gördüm, -“ Doktora götürüyorum ya işte daha ne yapabilirim? dedi.

S uzağı görme konusunda mecazi bir anlam kullanmıştı, A’ya açıklamaya çalıştı:

- “ Kızının bu günkü tercihleri geleceğinin belirleyicisi olacak.
Okuyacağı okul, seçeceği meslek, o mesleği sevmesi ya da sevmemesi, hayatını birleştireceği insan ve bunun gibi kararlar alırken uzağı görebilme yeteneği olmalı bunu sağla bence “
dedi.

A şaşkın bakmaya devam ederek : - “ İyi de bu nasıl mümkün olur? “ diye sordu.

S : - “ Onun önce kendini tanıyıp anlamasına izin ver, sonrası ardından gelecek. Bak mesela kendi hırsına kapılıp okul hayatında çocuğa yarış atı muamelesi yapma, gelecekte ne olmak istediğine bırak o karar versin “ dedi.

Ben de onları dinlerken konunun uzağı görme yani miyop sorunundan buralara kadar nasıl geldiğini anlamaya çalışıyordum.

A, S’ye dedi ki : –“ İnsan kendini çoğu zaman tanıyamıyor bile, çünkü sürekli bir değişim içindeyiz, bu gün sağlıklı karar verdiğimizi düşündüğümüz konular yarın pişmanlıkla sonuçlanabiliyor, çünkü hayat denen şey çok karmaşık, nerede ne olacağı bilinmeyen uzun bir yolda yürümek gibi hayat.

Bunları pratikte konuşmak çok kolay peki uygulamaya gelince ne olacak?
İnsanın önlenemez değişimine hiç kimse dur diyemez ki.
Sanırım benim de, senin de bu konuda yapacağımız fazla bir şey yok, miyop gözlerden kurtulmanın anahtarı bence sadece kızımın elinde ve biz bu anahtara hayat tecrübesi diyoruz .


Kahveler bittiğinde benim de aklım karışmıştı.

Kendimi düşündüm.

İlk gözlük kullandığım yaşlarım 15 16 yaşlarımdı, şikayetim önceleri miyoptu, yıllar içinde miyopa bir de astigmat eklendi, gözlerim cisimlerin görünümünü de karıştırıyordu yani , öte yandan yıllar içinde sevdiğim bir işim, güzel bir evim, güzel dostlarım olmuştu.

Bunu nasıl sağlamıştım?

Taa o zamanlardan uzağı görerek mi, yoksa A’nın sözünü ettiği hayat tecrübesi denen anahtarı kullanarak mı?


Resim : www.deviantart.com

4 yorum:

Melis Pamuk dedi ki...

İkisi de olabilir mi teyzecim?
Bence S teyze haklı, biz yarış atı değiliz gerçekten de.

Aysema dedi ki...

"Uzağı görmek" işte bütün mesele bu? Koca koca adamlar bile değil uzağı görmek, burnunun ucunu bile göremiyor.

Yazılarını çok beğendim. İzninle ekliyorum sevdiklerimin arasına. Daha sık görüşeceğiz...

Özlem dedi ki...

Değilsiniz tabii, annene söyle yormasın seni:)

Selma dedi ki...

Çok güzel bir yazı. Keşke uzağı görebilsek. S'nin dediği çok önemli. Ailenin yönlendirmesi başarıda büyük bir pay sahibi. Kendi başımıza tecrübe edine edine hep geride kalıyoruz. Bence genelde iyi aile demek 1-0 önde başlamak hayata. Karar vermek değil ama sadece yönlendirmek... Emeğinize sağlık çok beğendim.