17 Mart 2010 Çarşamba

KAFESTEKİ CANLAR

images

Onların çaresizliğini oğlumun hayvan sevgisi olmasa belki de hiç fark etmeyecektim.

Yok yok, “Hayvanları bu kadar seven bir çocuğun annesi olduğum için kendimi şanslı görüyorum!!!”,

“Hayvana değer veren, insana da değer verir, ben ne mükemmel bir çocuk yetiştiriyorum!!!” gibi klişe cümlelerden oluşan bir yazı değil bu.

Geçen günlerin birinde bu hayvan sever çocuk sayesinde, yaşadığımız şehirde evcil hayvanların satıldığı “ Pet Shop” adı verilen dükkanların içinde satılmayı bekleyen o birbirinden güzel hayvanların zavallı ve çaresiz hallerini fark ettim.

“Her şey; - “ Annecim evimize muhabbet kuşu alalım mı ? ” şeklindeki o masum istekle başladı.

Muhabbet kuşu nereden alınır?

Elbette bunu adabıyla satan yerler vardır diye düşünerek, anne oğul dolaşmaya çıktık.

Önce, gezdiğimiz dükkanların hemen hepsinde, küçücük kafeslere sıkıştırılmış yüzlerce muhabbet kuşu ve bir de hava alsın diye, iki ya da dört yerinden yuvarlak delikler açılmış camekanlar içine konulmuş kedi ve köpekler gördük.

Bu hayvanlar bu koşullarda nasıl yaşarlardı?
Bu nasıl bir anlayıştı?


O anda oğlumun - “ Anne bak kedi beni sevdi, bana patisini uzattı “ cümlesiyle irkildim.

Biz muhabbet kuşlarına bakarken, camekanlardan birinin içinde bir İran kedisi ( bildiğim kadarı ile genleri soylu bir hayvandır, en azından o koşullarda yaşamayı hak etmiyordur ) oğluma gerçekten de “ çıkar beni buradan “ dercesine patisini uzatmıştı.

Bu hayvanların gece de bu koşullarda mı yaşadığını dükkan sahibine sorduğumda aldığım, soru cümlesi şeklindeki pişkin cevap karşısında çok sinirlendim :

- “ Evet abla, başka çare yok ki, evime mi götüreyim bu kadar hayvanı? “

- "Eve götürmeyeceksin elbette ama yaşadıkları koşulları daha iyi hale getirebilirsin" diyerek biraz da sert bir ses tonuyla yanıtladım onu.

Sonuç olarak,
Oğluma kuş almadan dükkandan çıktık.

Eve dönerken oğlum farkında olmadan konuyla ilgili son noktayı koydu : - “ Anne ben evdeyken dışarı çıkmadığım zaman canım sıkılıyor ya, o kedinin de camın içinde canı sıkılmış olabilir!!”

“Evcil” hayvanlar üzerinden para kazanmayı biliyorlar ama konu hayvan bakımı ve makul şartlarda satım olduğunda konuyla ilgili ne yazık ki ne alt yapı var ne de üst yapı!!

Hani nerede hayvan sevenler derneği üyeleri?

Sadece sokak köpeklerinin bakımı ile kalmamalı bu durum, bence ciddi bir biçimde denetlenmeli.

Hangi can, hangi ruh sürekli kafeste veya bir camın içinde yaşamaktan hoşnut kalır ki?


Not: Oğlumun yoğun ısrarları sonucu içimize sinen en uygun bir petshoptan evimize yeşil bir bebek muhabbet kuşu aldık.
Onunla ilgili maceralarımız ise bir sonraki yazı konusu:)

9 yorum:

ÖZLEM dedi ki...

ne kadar duygusal bir çocuk , kedi ile hissettiklerini sana söylemesi yemin ediyorum aynı olayı ben yaşasam belki bu kadarını bile söyleyemezdim başka bi bakış açısı kazandırdınız bana teşekkürler...

Evren dedi ki...

yüreği kocaman bir çocuk o... yüreği güzel bir çocuk...
sevgiler...

Melis Pamuk dedi ki...

Teyzecim kuşu ben de çok merak ediyorum.

Yeşim Özdemir dedi ki...

Dün gece TV de hayvan barınağındaki hayvanların gönüllüler tarafından nasıl bakıldığıyla ilgii bir program izledim. Elbette ki her barınak bu kadar makul koşullarda olmasa gerek... Bir canlıyı sahiplenmek - satmak amaçlı geçici bir süreliğine bile olsa- sorumluluk ister. Ama insanların bile canının kıymetinin olmadığı bir ülkede biz neden bahsediyoruz ki?

dilek dedi ki...

Benim de buna benzer bir anım var.Arkadaşım Kemeraltındaki dükkanları gördü ve ağlamaya başladı.Kendisi Almanyada yaşıyor ve orda sokak köpeği veya kedisi görmeniz neredeyse imkansız.Bu dükkanlardaki şartları görünce inanamadı ve akşam vaktiydi dükkan kapanıyordu.Tüm kafesleri üst üste alt alta tıkıştırıp kepenkleri indirdiler.Onlar karanlıkta az oksijenli ve dar bir ortamda geçiriyorlar her geceyi.Gerçekten inanılmaz ve dayanılmaz bir görüntü.Çözüme gelince inan ben de bilemiyorum.
Hani dedin ya klişe bir cümle olacak diye ama ben buna inanıyorum.Kedili evde yemek yemem ben,köpeği yetiştirdiğin eve gelmem ben diyen insan çok.Bunlar insan mı ya demekten de alamıyorum kendimi...Kendi evine girsen hayvanın yaptığı pislikten daha dağınık ve daha pistir evi...
Neyse çok uazattım güle güle büyütün muhabbet kuşunuzu.Adını ne koydunuz?

Özlem dedi ki...

Doğayı sevmek çok önemli.
İnsanı da.
Hatta insanın kendisine olan saygısı bile buradan başlıyor bence.
Sseviglerimle .

Özlem dedi ki...

E gel hafta sonu o zaman:)

Özlem dedi ki...

Ben teşekkür ederim Özlem' cim.
Sevgilerimle..

Özlem dedi ki...

Banu'cum çok haklısın en azından sorumluluk sahibi oluyor çocuklar.
Balığın yemi , kuşun yemi derken sorumluulk duyguları gelişiyor.
Bİr de evde hareket oluyor onlar sayesinde.
Benim derdim onların satıldığı bazı petshoplardaki yaşam koşulları.
Hayvanların sağlığını bozmamak lazım çünkü.
Sevgilerimle...