22 Mart 2010 Pazartesi

EY ÖZGÜRLÜK !

ssa41805

Artık iyice eminim, özgürlük denen duygu sadece insana özgü bir duygu değil.

Kedi, köpek vahşi hayvan falan da değil derdim.

Öyle özel bir duygu ki özgürlük; yaşam biçimi küçük bir kafesle sınırlanmış bir kafes kuşunu bile yerinden oynatabiliyor.

İşte bunun için de gerçekten özgürlüğün değerini bilmek gerekiyor.

Geçen yazımda oğluma aldığımız yeni muhabbet kuşundan söz etmiştim.

Kuşumuzun adı uzun düşünceler sonunda Minnoş oldu.

Bu Minnoş da muhabbet kuşunun erkek cinsi.

Aldığımız “pet shop”taki kafesin içinde kendi gibi birkaç arkadaşı vardı. Onlarla öpüp koklaşırken biz hayvancağızı satın alıp, yeni kafesine koyup eve getirdik.

Zavallıcık farklı bir mekana gelmiş olmanın sıkıntısını kendi içinde yaşadı ve bunu da uzun süre ötmeyerek suskunlukla dile getirdi.

Oğlum kuşun bir süre sonra konuşacağına kendini iyice inandırdığından sürekli onunla konuşuyordu ama bizimkinden bir “cik” sesi bile çıkmadı birkaç gün.

Geçen gün öğleden sonra dersten geldiğimde, eve girince kuşun kafeste olmadığını fark ettim.

Hemen kafesin kapağına baktım;- oğluma belli olmaz kafesin kapağını açıp, kapatmayı unutmuş olabilirdi -.

Hayır kafes kapağı kapalıydı ama kuş içinde yoktu.

Balkon kapısının açık olduğunu fark ettim, tamam dedim bizimki buradan uçtu gitti ama kafes kapalı nasıl olacak bu?

Banyoya girdiğimde, banyoda duran ruj, oje gibi makyaj malzemelerimin lavaboya ve yerlere düşmüş olduğunu gördüm.

Şaşırdım, eve hırsız girmiş olabilir miydi?

Eğer eve giren hırsızsa benim makyaj malzemelerim ve kafesteki kuşumla ne alıp veremediği olabilirdi ?

İşte tam bunları düşünürken bizimki geldi omzuma konuverdi.

Sonra cik cik öterek nerdeyse şarkı söyler gibi evin içinde uçmaya devam etti, pek mutlu bir halde dolaştı.

Evde yokken banyoya girenin kim olduğunu bulmuştum

Peki ama bu kuş kafesten nasıl çıkmıştı?

Cevap çok basit, kafesteki parmaklıkların arasından çıkmıştı.

Kahkahalarla gülmeye başladım.

Ey özgürlük dedim kendime kendime, sen nasıl bir duygusun?
Kafeste kapalı duran kuşu bile yoldan çıkartıyorsun, susan kuşu dillendiriyorsun.

Şimdi her akşam balkon ve pencereler kapalıyken ve hepimiz evdeyken onun da kafesinin kapağını açıyoruz, evin içini bir güzel dolaşıyor, evle sınırlandırılmış özgürlüğünün keyfini çıkararak kafesine geri dönüyor.

8 yorum:

Nurşen dedi ki...

Özlemcim, demek evdeki minik kuş sayısı ikiye çıktı:)) Ne mutlu size, iki adet özgürleşmeye çalışan kuşunuz var. Blogunun yeni şekli güzel olmuş. Güle güle yaz:))
"Mazhar Olmak"a gelince, geçelim. Sadece görselliği olan bir kitap, içerikte birşey yok. Mazhar ya da muhtemelen karısı bol resimli bir dizayn yapmışlar, hayli de pahalı. almaya değmez yani, benim şaşkın bir anıma geldi aldım.
"Rita" hoş bir kitap, bulamazsan gelince veririm okursun. Az kaldı gelmeme, artık bir buluşma ayarlayalım. Şimdilik sevgilerimi yolluyorum, görüşmek üzere...

ATEŞ BÖCEĞİ dedi ki...

:))) eyy özgürlükkk ...iştee buu her canlının istediği ..

aydan atlayan kedi dedi ki...

Bizim de bir muhabbet kuşumuz vardı. Çoğunlukla kafeste değil evin içinde dolaşıp dururdu. Kafesten nefret ederdi. Hatta pencereyi açacağımız zaman kafesine koymak için uzun çabalar harcamamız gerekirdi ki bunun sonucunda küserdi bize :)

Özlem dedi ki...

Ben de şüpheleniyorum zaten:)

Özlem dedi ki...

Kesinlikle katılıyorum canım:)

Özlem dedi ki...

Nurşen'cim sorma ikisi de canavar evdeki kuşların:)
Alıştık ama Minnoş'a ( bu da kedi adı gibi ama öyle istedi küçük adam:)
Rita'yı mutlaka okumka isterim bulamazsam alırım senden.
Sahi ne zaman geliyorsun?
Bak buralara bahar geldi bile:)

Ramazan Işık dedi ki...

Bir hayvan hastası olmama rağmen, bu kafese kapatılma olgusunu sevmediğimden , bir defa sahip olduğum kuşumun ölümünden sonra ,ilincisini almadım. Tesadüf yıllar önce beslediğim köpeğimin adı Minnoş'tu. Okulun lojmanında, evin dışındaki kulübede besliyorduk.
Özgürlük ise tanımlanması zor bir kavram, ancak onu kaybedenler anlar.
Güzel bir yazıydı.Gönlünüze sağlık.

Özlem dedi ki...

Teşekkür ederim Ramazan Bey, sizin de gönlünüze sağlık.