17 Temmuz 2009 Cuma

ZAMAN GERİ AKSAYDI

killing_time_by_andariaZamanı geriye götürebilseydim; çok değil altı yıl kadar eminim ki annelik konusunda bambaşka biri olurdum, daha değişik davranırdım.

Neler mi yapardım?

İşte ilk aklıma gelenler :

1- Loğusalığın keyfini doya doya çıkarır, hastaneden çıkar çıkmaz ayaklanmazdım.

2- Loğusa iken her kafadan çıkan gereksiz insan sesleri ile sinirlerimi bozmaz, daha rahat davranırdım.

3- Oğlumun çok daha uzun süre anne sütü almasını sağlamak için daha da sabırlı olurdum

4- Bebeğimde gördüğüm her şeyi abartıp ikide bir doktora koşmaz, kendime de hayatı dar etmezdim.

5- 0 – 3 yaş arası uzmanların saldırganlık dönemi dedikleri dönemi yaşarken, daha sakin olurdum.

6- Yemek yemesi konusunda çok ısrar eden bir anne olmamakla birlikte, en azından oğluma sabah uyanır uyanmaz kahvaltı yapması konusunda baskı yapmazdım. Bu durum onun kahvaltıdan soğumasına neden oldu ve ben yıllar sonra anladım ki, oğlum uyanır uyanmaz bir şey yemeyi sevmiyor. Tabii şimdi işler daha yolunda.

7- Okul öncesi eğitim kurumuna gönderirken daha titiz davranırdım. Zaman içinde şunu anladım; okul öncesi kurumun isim yapması değil, çocuğun o kurumu ve öğretmenlerini sevmesi önemli.

8- Tuvalet eğitimine daha erken başlar, küçük kazalara daha sabırlı olurdum.

Anne olmanın yaşla değil tecrübe ile ilgili olduğunu da yaşayarak öğreniyor insan.

Peki bu yazının ana fikri ne?

Bebeklik dönemi çok çabuk geçiyor, çocuklar hızla büyüyor.

Bebeklik dönemlerinde yaşanan sorunların yerine daha farklıları geliyor.

Zaman bizi ezercesine geçip gidiyor.

Hiçbir şeyi dert etmeden yaşadığımız anın keyfini çıkartmak gerek.

9 yorum:

Parpali dedi ki...

"biraz büyüsünde rahat edelim" diye düşünürdük, "büyüdükçe sorunları da büyüdü" diyor çocuk büyütenler. Çocuk yetiştirmek belki de dünyanın en önemli ve zor işi.

Melis dedi ki...

Hayatta hep keşkelerimiz oluyor.Keşke şöyle deseydim şöyle davransaydım.Tecrübe etmek gerekiyor.İkinci defa yaptığında neler yapmak gerektiğini biliyorsun.

Özlem dedi ki...

Kesinlikle, her şey tecrübe ile sabit değil mi?

Özlem dedi ki...

Çok önemli sevgili Parpali, o kadar çok emek istiyor ki.
Sevgilerimle...

denizanasi dedi ki...

özellikle 5. şıkka gönülden katılıyorum. sanırım en çok o konuda vicdan azabı duyuyorum.

Nurşen dedi ki...

Ben de çok keşke dedim ama birşey değişmiyor Özlemcim, su akıp yatağını buluyor. sen ne yaparsan yap onların gelirken getirdikleri bir karakter var. üzerine aksesuarları yerleştirebiliyorsun ancak. sağlıklı olsunlar da.
Yalancı Tanıklar kahvesini yarıladım. tipik Vedat Türkali romanı, siyasi yönü ağırlıklı, çok akıcı gitmiyor ama sona doğru ne olur bilmiyorum. bitirine yazarım. öptüm..

Özlem dedi ki...

Ne kadar doğru söylüyorsun Nurşen'ciğim, sadece aksesuar yerleştirebiliyoruz çocuklarımızın üzerine.
Hepsi birer küçük kişilk çünkü.
Bence de mutlu ve sağlıklı olmaları çok önemli.
O roman bende de var ama bir türlü başlayamadım, senin düşüncelereini de merak ettim.
Sevgilerimle...

Özlem dedi ki...

Nineciğin ne doğru söylemiş Belgin'ciğim, gerçekten ateşten gömlek, çok dikkat, emek ve sabır istiyor annelik
ama varlıkları bile çok özel.
Büyüdükçe sorunları da değişiyor, o zamanlar boşuna telaş etmişim asıl sorun büyüdklerinde başlıyormuş meğer:)
Sevgilerimle Belgin'ciğim.

Özlem dedi ki...

Elif'ciğim çok memnun oldum sayfamı ziyaretine.
Cümle doğru da başarabiliyor muyuz, bu önemli gerçekten.
Sevgilerimle...