22 Temmuz 2011 Cuma

MEYVELER VE İNSANLAR



Çocukken  icat ettiğim oyunlarım vardı benim.

Kendi kendime oynar bazen de arkadaşlarımla paylaşırdım.

Bunlardan biri de " Meyveler ve insanlar" dı.

Bazı meyveleri karakter olarak insanlara benzetirdim.

Misal, kiraz ve vişne ikiz kız kardeştiler ama karakterleri farklıydı.
Kiraz naif, iyi huylu bir kızdı ve fakat vişne sanki daha şımarık, aksi ve bencildi.
 İkisi de sıfır beden, zayıf kızlardı.

İnciri oldum olası, tatlı şeker gibi bir yaşlı nineye benzetirdim.
 Hani gelsin diye dört gözle beklenir de, geldiğinde çantasından çocuklara türlü türlü hediyeler çıkaran aile büyüğü yaşlı teyzeler var ya öyle işte.

Limon, çok yaşamış, görmüş geçirmiş ama ekşi yüzlü büyükbabaydı. Aslında çocukları çok seven ama sevdiğini belli etmeyen huysuz  ihtiyar !!

Narın cinsiyeti yoktu. Erkek de olabilirdi, kadın da. Gittiği yere bereket götüren bir aile büyüğü gibiydi.

Kavun ve karpuz da kardeştiler hiç anlaşamazlardı,  pek de sevmezlerdi birbirlerini . O kadar şişkoydular ki, gittikleri hiç bir yere sığmazlardı.

Dut ve çilek ailenin nazlı kızlarıydılar.
Dutun yükseklerde olmak gibi bir tutkusu vardı,  oysa çileğin ayakları yere sağlam basmalıydı.
Çilek mis gibi kokusuyla duttan bir gıdım daha dikkat çekerdi.

Muz ailenin çapkın oğlu, şeftali uçarı kızıydı. Elma dört mevsim ara bulucuydu.

İşte böyle; bu gün pazarda ilk incirleri gördüm.
Her hafta kiraz aldığım pazarcı çocuk " ablacım haftaya kiraz bulamazsın vişne zamanı geliyor al bu kirazları " deyince bu çocukluk oyunum aklıma geldi .

Kirazları aldım. Pazarcı çocuk sabah ilk siftahını aldığım kirazlarla yaptı.
Ben de ikiz kız kardeşlerin, naif ve iyi huylu olanıyla gülümseyerek başka tezgahlara doğru pazarın içinde uzaklaştım.

11 yorum:

www.macerakitabim.com dedi ki...

Özlem,
Ne güzel anlatmışsın, bayıldım:) Dolapta meyve niyetine kalmış, 3 adet incirimi yemeye gidiyorum:)

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Afiyet olsun Özlem'cim :)))

Kaymaklı Kadayıf dedi ki...

Ben de bir tek kendimi bilirdim meyve sebze kişiselleştirmesinde nasıl sevindim ve bir o kadar da güldüm okuyunca yalnız değilmişim, tahliller de üç aşağı beş yukarı benzer:)) vişne hakkında özellikle...

Esin Bozdemir dedi ki...

ne kadar sevimli ve güzel bir oyunmuş oynadığınız:)meyvelerin endamına göre tasvirlerine bayıldım ben de...

salı günü pazara çıktığımda gördüğüm meyvelerde bu tasvirleri anımsayıp kulaklarınızı çınlatacağım:)haberiniz olsun...

Sevgili Özlemciğim, meyvelerin tadı gibi güzel bir hafta dilerim:)).
sevgilerimle..

Güngör Ekinci Saglik dedi ki...

Ne kadar da güzel anlatmışsınız. çok beğendim cidden. sevgiler.

Bugday Tanesi dedi ki...

Özlem meyvelere hiç de bu gözle bakmamıştım. Ben fena bir çilek sever olarak sevdim huyunu :)

nil dedi ki...

özlem'cim ne güzel bir yazı bu böyle, bir çocuk için çok yaratıcı bir oyunmuş, çok sevdim :) senden haber aldığım iyi oldu, demek vişne zamanı geliyor, hem reçel yapmak, hem de biraz buzluğa atmak gerek :) çok teşekkürler keyifli hikaye için.

MAVİANNE dedi ki...

harikaaa bayıldım ben bu benzetmelere

MAVİ TUTKU dedi ki...

Bahsettiğiniz yerler gerçekten güzeldi..bir de çok kalabalık olmasaydı..

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Kaymaklı Kadayıf : ben de çok sevindim yormunuzu okuyunca, sevgiler...
***
Esmir : Sevgili Esmir hepimiizn haftasında meyve şekerleri gibi geçsin, sevgiler:)
***
Güngör Ekinci : Çok teşekkür ederim Güngör Hanım, sevgiler:)
***
Buğday Tanesi : Ben de bayılırım çileğe Buğday'cım, sevgiyle kal...
***
Nil : Çocık dediysem dokuz on yaşlarındaydık Nil'cim, ben de bayılırım vişne reçeline, sevgiler:)
***
Mavi Anne : Sağol Mavi Anne'cim, sevgiler :))
***
Mavi Tutku : Kalabalık sanırım her yerde var artık. Sevgiler ve iyi tatiller ...

Adsız dedi ki...

Meyvalara benim gibi bakan birini okumak çok şaşırttı, sadece ben değilmişim, ne mutlu.