
Bu gün, güne yeni başlayanlar için herhangi bir gündü.
Benim için de herhangi bir gündü ancak, üzerimde nereden geldiğini bilmediğim sevinçten bir elbise ile uyandım.
Günlük gazetelerimi almak için sokağa çıktığımda havanın güzelliği dikkatimi çekti.
Antalya için mevsim her şeye rağmen bahardı.
Günlük işlerimi bitirdikten sonra, uzun süredir görmediğim arkadaşlarımla buluştum, birlikte olmak, bulunduğumuz mekan bana çok iyi geldi.
Sabah uyandığımda üzerimde bulduğum sevinç elbisem hâlâ üzerimdeydi ve elbisenin nereden geldiğini bir türlü bulamıyordum.
Havanın güzelliğinin kışkırtmasıyla dönüşte eve kadar yürümeye karar verdim.
Karşımdan saçları uzun olmasına rağmen özensiz taranmış bir kadın geliyordu.
Kadın, üzerinde küçük kırmızı çiçekler olan siyah kadife bir etek ve onun da üzerine, vinleksten yapılmış fosforlu pembe ve beyaz renklerden oluşan deri taklidi bir ceket giymişti.
Kıyafetin uyumsuzluğu, kadının rüküş görüntüsü bile keyfimi kaçırmaya yetmemişti. Sevinç elbisem üzerimde öyle güzel duruyordu ki içimden şarkılar söyleyerek yürümeye devam ettim.
Bu sefer de bir genç kız gördüm. Az önce gördüğüm kadınla adeta rüküşlükte yarışıyorlardı.
O da rengarenk basma bir etek ve üzerine eteğin renkleri ile uyumsuz sarı ve siyah tonlarından oluşan yün hırka giymişti.
Bu yılın “ trendi “ bu olmalıydı. Uyumsuz giyinmek.
Arabaların klakson sesleri, insan sesleriyle birbirine karışıyordu ve hiç rahatsız olmuyordum.
Üzerimdeki sevinç elbisemi çıkartmak gelmiyordu içimden, bu durumdan çok memnumdum.
Elbisemi özenle koruyordum, sanki elbiseyi çıkarırsam sokağın ortasında çıplak kalacakmışım gibi hissediyordum.
Apartmanımızın girişine geldiğimde, bir aydır evine yaptırdığı tadilat yüzünden apartmanı ahıra çeviren daire sahibini görünce bile hiçbir şey hissetmedim ki; apartmanı ahıra çevirdiğinden kendisi gözüme bir süredir “ öküz” olarak görünüyordu.
Sonra oğlum okuldan geldi. Elinde bir tane yıldız vardı. Öğretmeni güzel ders dinlediği ve sorularına doğru cevap verdiği için oğluma ödül olarak kartondan yapılmış mavi bir yıldız vermişti.
Akşam üzeri olmasına rağmen hava halen yaz aylarının sıcağı için Antalyalılar’ dan özür dilercesine ılıktı.
Bu şehirden ilk bahar ve son bahar kolay gitmiyordu, hatta sonbahar şöyle bir başını uzatıp kaçıveriyordu. O anda anladım; sevinç elbisemi de bu güzel hava dikmiş ve üzerime giydirmişti...
Resim : www.deviantart.com
13 yorum:
Özleeeeem, bana nisbet mi yapıyorsun:))) Burası kapkaranlık ve yağmurlu ve sıkıcı ve soğuk ve tatsız:(
Kimbilir Salı günü doktor iç rahatlatıcı birşeyler söylerse bana da ortalık bahar gibi görünebilir. inşallah...
Sevgiler canım, Antalya'ya selam...
boşver çok kurcalama o elbisenin nereden geldiğini sadece tadını çıkar ve geç aynanın karşısına ne kadar güzel olduğunu resmet gözünde ve de hep öyle kal...
Bence de canım bence de:)
Yaa, öyle hissettirebildi isem ne mutlu bana.
Biliyor musun bu yazıyı yazdığım günden beri yağmur, fırtına ne ararsan var Antalya'da.
İyi ki o gün elbisemi giyip dolaşmışım gönlümce:)
Hava bozsa bile havaya yorma elbiseni. Hiç çıkmasın üzerinden, doya doya çıkar keyfini.
İçine dön, gör nereden geldiğini elbisenin, o senle hep beraber sadece senin farketmeni bekliyor.
Yıldız! yakışıklı delikanlıyı ve seni öperim.
Ne güzel bir elbise teyzecimmmm:)
O gün çok güzeldin ama:)
Sağol Canım:))
Değişen bu havalardan olsa gerek bende garip bir hissiyatla uyanıyorum 2 gündür , sevinçli desem değil hüzünlü desem değil umutlu desem o da değil ama canımı sıkmayan birşey :)
Özlemim, o elbiseden bir tanede bana göndersene:)) Oluyor bazen, sabah kalkiyorsun, aksam yatana kadar yüzünde kocaman bir gülümsemeyle geciyor gün:)) Sen o günkü ruh haline ne güzel bir isim bulmussun, cok sevdim. Dilerim tüm günlerin o güzellikte olur, SEVINC ELBISENI hic cikarmazsin sirtindan:))
Öpüyorum seni canim:)
İmkan olsa da hemen göndersem canım.
Ama sana bir sır verebilirim o elbiseyi dikme becerisi bizim içimzde saklı.
Senin de her günnü güzellikle dolsun Belgin'cim.
Kocaman sevgilerimle...
sanırım bu biraz da insanın ruh haliyatı ile ilgili.. bazen bir hüzün elbisesi giymiş olarak kalkarız uykumuzdan, bazen sevinç elbisesi ile... keşke o elbiseyi hiç çıkartmasak üzerimizden..
Bence de Sema'cım, sevinç elbisesi giydiysek kolay çıkmasın üzerimizden değil mi ama?
Yorum Gönder