10 Haziran 2010 Perşembe

MAHZUN PRENSES

ssa42547 Bu bahar üç ayrı kumru balkonumuzun konuğu oldu.

Sabırla özenle yuvalarını yaptılar önce, sonra yine aynı sabırla yumurtalarını bıraktılar, üzerine oturdular, beklediler beklediler…

Yavruları yumurtadan çıkınca onları özenle beslediler.

Sonra hep birlikte uçup gittiler.

Biri hariç…

Yanda fotoğrafını gördüğünüz Mahzun Prensesin iki yumurtası vardı.

Nasıl oldu bilmiyorum yumurtalardan biri kırıldı önce.

Sonra diğeri çatladı.

Yavrularını kaybettiğini kabul edemedi bizim Mahzun Prenses.

O yarı çatlamış yumurtanın üzerine kuluçkaya yattı günlerce.

Ne garip, ne tanımsız bir duygu bu annelik.

Annem aklıma geldi.

Ben doğmadan önce bir ölü erkek bebek dünyaya getirmiş annem.

Bebeği karnında ölmüş.

Hissetmiş öldüğünü.

Sürekli hareket eden bebeğin hareketleri durmuş karnında, o hamile halinle
kabul edememiş bebeğinin öldüğünü, kimseye bir şey söylememiş, bizim mahzun prenses gibi beklemiş, beklemiş. Zehirlenmek üzereyken hastaneye kaldırmışlar.

Bebeği almışlar ama annem aylarca kendine gelememiş.
Sonra da altı sene tekrar bebeği karnında ölür korkusuyla hamile kalamamış.

Bizim Mahzun Preneses’e bakınca annelik iç güdüsünün doğadaki tüm dişilerde bir şekilde aynı olduğunu düşündüm.

Dünyaya gelmeden önce ya da sonra hiçbir anne yavrusunu kaybetmesin.
Kuş da olsa, kedi de, insan da olsa yavruyu kaybetmenin acısı her anne için aynı çünkü…

13 yorum:

ATES BOCEGİ dedi ki...

Tek kelimeyle aminnn..!!!

Melis Pamuk dedi ki...

Daha gitmedi mi o kuş teyze yaa?
Çok üzülmüştüm geçen gün sizin balkonda görünce:((

mavianne dedi ki...

çok tatlı bayıldım
anneciğine kavuşsun

canım ben kitabını okumadım filmi güzeldi öneririm

Aysema dedi ki...

Yüreğimi titretti mahsun prenses ve anneciğinin durumu... Tüm dileklere ben de amin diyorum. Kimse evlat acısını hiç tatmasın. Sevgilerimle...

Özlem dedi ki...

Kader herhalde bu başka bir açıklaması yok bence.
Evlat acısı ise acılaırn en büyüğü.
Sevgilerimle...

Özlem dedi ki...

Kirpin'nin Zerafeti'ymiş, Lale'nin bahçesi'nden öğrendim, biliyorum o kitabı filmi de güzeldir eminim.
Çok teşekkür ederim canım.
Sevgilerimle...

Özlem dedi ki...

Yok tatlım, hatta güzel haberlerim var Prenses ile ilgli yazacağım bir ara:))

Özlem dedi ki...

Bence de canım bence de...

Selma dedi ki...

Bir annenin yavrusunu kaybettiğinde yaşadığı acıyı düşünmek korkunç bir duygu. Ölüm çok ürkütücü bu noktada.. Kaleminize sağlık.

lale dedi ki...

Analık duygusu sonradan kazanılan bir şey değil, bu duyguyla doğuluyor...nasıl bir şey bu bir canlının doğumuna neden olmak, onu kendinden bile çok sevmek.... Ama harika bir duygu...

Ezgi dedi ki...

Ben de kumru büyüttüm:))
Ciddiyim:)
Çama yuva yapışlarından tut da,yavrunun büyümesine kadar her şeye şahidim:)
Harika hayvanlar gerçekten.Yuva yaparlarken heyecanla otları bir oyana bir buyana taşımaları beni hayrete düşürmüştü.
Bazı canlılar bei korkutsa da tüm hayvanları seviyorum ben ya:)

Özlem dedi ki...

Kesinlikle Lale'cim, çok çok özel bir duygu.
Sevgilerimle canım.

Özlem dedi ki...

Yaa sorma Neşe, annem hiç unutamadı oğlunu, kumruya da biz çok üzüldük:((