25 Nisan 2010 Pazar

AŞK-I MEMNU'NUN KİTABI

877-ask-i-memnu63zyao_th
Arkadaşım F ile birlikte gittiğimiz kitap evinde iki genç kızın konuşmalarına tanık olmasaydım bu yazı da ortaya çıkmayacaktı.

Biz arkadaşımla okumak için kitap arayışı içindeyken, yaş ortalaması 15 olan genç kızlardan biri yanındakine Aşk-ı Memnu’nun kitabını göstererek; – “ Aaa bak dizi bitmeden kitabı da çıkmış” dedi.

Bir kitap ve edebiyat tutkunu olarak bu anlamsız cümle karşısında kayıtsız kalamazdım. Kızlara Aşk – ı Memnu’ nun Türk Edebiyatı’nın en önemli romanlarından biri olduğunu ve bundan tam bir yüzyıl önce yazıldığını anlatırken buldum kendimi. Kızların bunu bilmediklerini öğrenince de içten içe sinirlendim elbette.

Kitapçıdan ayrıldıktan sonra arkadaşım F ile bu konuyu konuşmaya başladık.

Hiçbir şeyden haberi olmayan bir nesil yetişiyordu.

Buna televizyon dizilerinin son dönemde geldiği hal de epeyce katkı sağlıyordu.

Yeni nesilde eksik olan bir şey vardı.

Merak etmiyordu onlar hiçbir şeyi.

Araştırma gereği duymuyorlardı.
Ellerindeki internet, televizyon gibi imkânları sonuna kadar kullandıklarını düşünüyorlardı ama merak, istek, öğrenme kavramları onlardan çok uzaktı. En dramatik olanı da gençlerin bunun farkında olmamalarıydı.

Ülkenin geleceğini ve bu gençlerin de gelecekte anne baba olacağını düşündükçe bu durum daha da karmaşık bir hal alıyordu bize göre.

Birkaç gün sonra arkadaşım C ile paylaştım bu yaşadıklarımızı ve düşüncelerimizi.

C’nin tespiti daha farklıydı.

-“ Bence ülkede bir milat var dedi C.
1980 Öncesi ve 1980 sonrası.
F ile sen 1980 öncesinde doğup büyüdünüz, onlar ise 1980 ve 1990’lı yılların çocukları. Dünya dönüyor, dengeler değişiyor
dedi.

Ne çok şey biliyordu bu C!

Peki dedim C’ye , - “2000 yılından sonra doğan çocuklar için ne düşünüyorsun?”

Yüzüme gülümseyerek baktı, “ - Bence dünyayı onlar kurtaracaklar, dünyayı yaşanılası hale onlar getirecekler.” dedi.

Nedenini sorduğumda bana verdiği yanıt ilginçti ; - “ Senin sonunda, şu anda yetişen gençliğin de ortasında yaşadığı olanaklara onlar doğmadan sahiptiler.

Böylece ellerindeki olanakları nasıl kullanmaları gerektiğini, senden, benden daha iyi bilerek büyüyecekler, onların gençliğinde, hatta orta yaşlı hale geldiklerinde dünya daha yaşanılası bir hale gelecek, görürsün bak”
dedi.

Düşündüm de, C haklı olabilir miydi?

11 yorum:

aydan atlayan kedi dedi ki...

Kalpten diliyorum ki C haklı olsun. Çünkü ne yazık ki ben de şahit oluyorum bu meraksız, umursamaz gencecik insanlara. Ve inanamıyorum nasıl bu kadar umutsuz ve bezgin olduklarına. Elbette hepsi böyle değildir. Ve dilerim...

Selma dedi ki...

İmkanların çok olması mücadeleyi azalttı gibi; bir rahatlama, kolayı seçme, boş işlerle uğraşma arttı. Belki klasik olacak ama evde bir kanalın oluşu izlediğini beğenmediğinde ders çalışabilme sohbet edebilme ve düşünmeyi arttırıyordu. Çoğaldı kanallar filmi sevmiyorsan maç var, eğlence programları v.s zaman alıyor gerçekten.. İnternete girdiğinizde yapacak çok seçenek var bence 2000 li yılların çocukları eğlencenin ağırlıkta olduğu bir zamana denk geldiler ve bireysel başarıların dışında pekte umutlu değilim gelecekten. Yanılmak istiyorum tabi ki... Şu anda gözlemlediğim kadarıyla karmaşık duruyor herşey. Ama şunu çok iyi biliyorum ki, herkes bulunduğu döneme göre davranıyor. Yani imkanların çok olması başarıyı getirmez. İnanmak ve kararlı olmak gerekli diye düşünüyorum. Son olarak Aşk-ı memnu da neler olacak acaba merak ediyorum:) Sevgiler..

nur dedi ki...

Sevgili Özlem'cim, arkadaşının söylediklerine sonuna kadar katılıyorum. Bende 80 yılının milad olduğunun her zaman söylerim, 80 sonrası çok hızlı bir şekilde değişim yaşandı, bu değişimi yaşayan şu andaki siz geçler arada kaldınız ve eski ile yenini farkını her zaman görebiliyorsunuz. 80 sonrası doğan gençlerimiz, değişimin yeniliğine alışamayan ebeveynler tarafından bilinçsizce büyütüldü. Ama 2000 sonrası doğanlara bir bak, gelirken akıllarını yanında getirmişler ki! bilmedikleri yok. İlkokul dersleri neredeyse eskinin ilkokul son senelerine denk geliyor ve hem eskiyi hemde yeniyi bilen yeniyi hazmetmiş bir nesil tarafından yetiştiriliyor. Dilerim arkadaşın bunda çok haklı olur.
Sevgiler canım...

Belgin dedi ki...

Insallah C. hakli cikar Özlemim, yoksa ben gelecegimizi cok karanlik görüyorum. Dedigin gibi hic bir seyi merak etmek, arastirmak yok simdiki nesilde..
Öpüyorum canim

beenmaya dedi ki...

keşke C haklı olsa diyorum. ama içten içe imkanlara sahip olmanın dünyayı değiştirebilmek adına yeterli olmadığını da biliyorum. o imkanları doğru bir şekilde ve doğru zamanda da kullanmak gerek. dilerim yeni nesil bunu gerçekten yapabilir...

Melis Pamuk dedi ki...

Ben klasikleri okumaktan hiç hoşlanmıyorum bu diziler etkiledi galiba beni de teyzecim.

DİLEK dedi ki...

Umarsız çoğu zaman insanlar.Ama ben bunu sadace gençlere yormuyorum açıkçası.Bazen bu yaşta bu söylenir mi dediğim çok olur.Çünkü öyle anne babalardan yetişen gençlerimiz onlar.Takdir edilmeyen,24 saat bilgisayar ve televizyon önünden kaldırılamayan ve hatta bunun için desteklenen çocuklar onlar.Yeter ki düşünüp konuşmasınlar,gürültü yapmasınlar,işimize engel olmasınlar,ayak bağı olmasınlar diye...Bu konuda çok doluyum,Sayfalar dolusu yazabilirim...

Özlem dedi ki...

Bence de canım...

Ezgi dedi ki...

Merhabaaaa:))
Sayfamdaki güzel yorumlarınla adeta sevindirik oldum:)
Biraz geç geldiğim için yazılarını okumaktan çok yorumlarına cevap yazayım dedim:)
Ben de seni izlemeye alacağım.Yazılarınınn bir kısmını okuyup yorumlamaya çalışırım.
hoş geldimmmm
Yine geleceğimmmmmm:)))
Sevgiler

Aysema dedi ki...

Keşke arkadaşının dediği gibi olsa... Korkarım seksen kuşağını da arayacağız bu koşullarda! Beyni yıkanmış bir gençlik var ve ne yazık ki sayıları hiç de az değil...

Özlem dedi ki...

Çok çok haklısınız bence de arayacağız 80 kuşağını.
Sevgilerimle...