Yıl 1975 İlkokul 2. Sınıftayım .
Okullar açılmış .
Okuma yazma hevesimden ailem beni okula bir yıl erken vermek istemiş.
O zaman devlet okulları yedi yaşını doldurmadan kayıt almadıkları iç in beni Göztepe " de şimdi çoktan tarih olmuş bir özel okula vermişler.
Tatlı bir öğretmenim var. Adı İnanç .
Ne güzel bir isim. Elli yıllık hayatımda bir daha hiç bu isme rastlamadım.
İsmi ile müsemma bir kadın.
Atatürk ilkelerine bağlı, çağdaşlığın yolunun laik eğitimden geçtiğine inanan bir öğretmen .
Okullar açıldıktan iki hafta sonra sınıfımıza bir kız geliyor.
Yaşı bizden epey büyük.
Adı Nora . Rum bir ailenin kızı. Bizden farklı .
Sınıfta sessiz sessiz otururken birden ağlama ve bağırma krizlerine giriyor. Defterini yırtmaya başlıyor .
Çok dikkat etmek lazım ...
İnanç Hanım bizi o zamanlar öyle güzel eğitmişti ki biz Nora ' yı sınıfca kabullenmiştik.
Veliler de hicbir tepki vermemişti hatırladığım kadarı ile.
Hani şimdiki herşeyi çok bilen anneler gibi değildi bizim annelerimiz .
O zamanlar özel eğitim, kaynaştırma sınıfları falan yok henüz. Down sendromu otizm falan da bilinmiyor.
Sadece elimizde insanlığımız vardı.
Veli - çocuk - öğretmen işbirliği içindeydik.
Sonra ben evimize daha yakın diye Moda İlk Okulu ' na geçtim.
Nora ' ya ne oldu öğretmenimiz ne yaptı ?
Hiç bilemedim.
Okullar açılırken bu anım geldi aklıma .
Kırk yıl önce sanki daha güzeldik, birbirimize daha saygılı ve daha mutluyduk.
6 yorum:
Bu kadar kalabalık değildik de ondan galiba.Şimdi kimse kimseyi çekemez hale geldi.
Haklısın canım ...
Ve artık herkes herşeyin en iyisini bildiğini sanıyor ...
Benim ilkokulu okuduğum seksenli yıllar bile daha güzeldi.
Ah Gamzem hiç sorma 💙🤭👍
40 yıl önce daha güzel..daha insancıl..daha samimi ve candandık gercekten..
Hem de nasıl ?
Özlem olarak kalacak o güzel günler ...
Yorum Gönder