8 Kasım 2017 Çarşamba

DİL ÇORBASI, ANILAR, DOSTLAR VS.

Bugün mayıstan kopartılıp kasıma yapıştırılmış bir hava vardı; pastırma yazı da tarihleri şaşırmış olmalı .

Bu güzel havanın keyfini çıkartmalıydım; bu yüzden hane halkını işe ve okula gönderir göndermez  önce güzel ve uzun bir yürüyüş yaptım. Bu arada evde oturmaya bir alıştım ki sormayın.  Bundan sonra kalan ömrümü okuyarak, gezerek ve örgü örerek yaşamak istiyorum.

Ondokuz yaşımdan beri çalışınca önce biraz boşluğa düşsem de keyfim iyi şimdilerde.
Neyse konumuz  bu değil tembelliğim ayrı bir yazı konusu olsun.

Yürüyüşten sonra eve dönüp biraz kitap okudum.
Bu ara misinalı şişle örgü örmeye kafamı taktığım için şehrin en büyük yün mağazasına gitmeye karar verdiğim sırada telefonum çaldı .

Arayan uzun süredir görüşmediğim  bir arkadaşımdı. 
Hadi bana kahveye gel dedi.

Ben misina şişle kafayı bozduğum için;- biliyorum zor gelecek beceremeyeceğim ama olsun- önce mırın kırın ettim ama bak dil çorbası da yaptım sen seversin deyince dayanamadım çünkü gerçekten iyi pişirilmiş dil çorbasına bayılırım. 

Anneanem çok güzel  dil çorbası yapardı. 
Biz aslında ailecek sakadat  sever bir aileydik.
Dedem bilumum paça, işkembe, dil vb. şeylerin çorbasına bayılırdı; anneanmem de bunları hakkını vererek hazırlardı .

Dili haşlamak zordur; e o zaman düdüklü tencere de yok,  zavallı kadın saatlerce mutfakta tencerede kaynatırdı.  Küçük bir mutfağı vardı ve bilumum zahmetli yemekleri hiç üşenmeden bu mutfakta yapardı. Belki de ona göre zahmetli değildi hiçbir yemek çünkü bizim ailenin kadınlarının misyonudur yedirip içirmek.

Evine gittiğim arkadaşım anneannemi de tanıdığı için dil çorbası sayesinde onu da anmış olduk. Eskileri konuşmak eski dostlarla güzel, eve geri dönerken  bunu düşündüm; para pul hepsi boş insan birikecek, dost birikecek hayatlarımızda ... dost gerisi hikaye ...

****

Blog not : Bu arada hatırı sayılır bir yolu yürüyerek geldim eve.
Aldığım kalorileri yakmam lazım.
İnsülin direncimi yeneceğim ya dikkatli olmam lazım .
Sanırım açlık kan şekeri 80 civarında olup insülin direnci yüksek çıkan insan türü benim,
böyle konularda kendi türümün son örneği olduğum  da doğrudur.
Telefonum  tebrik etti beni  eksik olmasın, 10.200 adım atmışım, günüm de güzel geçmiş e daha ne isterim ?

6 yorum:

Makbule Abalı dedi ki...

Kendime pek zaman ayıramıyorum. Ama bazen öyle bir fırsatı değerlendirmek nasıl da güzeldir. Dil pişiririm ama dil çorbası yapmadım. Denemek lazım.
Dost biriktirmek deyişine yürekten katılıyorum sevgili öğretmenim. İyi dostlara nasıl da ihtiyacımız var.
Sevgiyle...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Çok ihtiyacimiz var gerçekten de sevgili öğretmenim. Dostlarımız eksik olmasın hayatlarımızdan.
Sevgiyle kalın .❤❤

Ecehan dedi ki...

Özlemmmmm, bloğun senin olduğunu unutmuşum ya ben ayyyy ;-)))) Oh mis dil çorbası, işkembe, kelle-paça hepsi hepsi, afiyet olsun...
Ne ördüğünü hemen göster merak ettim bak ;-))
Kocaman öpüyorum...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Sana özelden mesaj atarım daha almadım şu an bir arkdasıma çanta örüyorum. Öpüyorum kocaman
😘😘😘😘😘

maviye iz süren dedi ki...

iyi ki güzel dostlar var :)
her gün on bin adım atabilsem bende :)

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Bebek büyüsün atarsın bence .
Sevgiler kocaman. ❤❤❤