14 Kasım 2014 Cuma

YAĞMUR, KABAK TATLISI VE GÖZ KIRPAN FIRIN SÜTLAÇ



Cumaları çok severim, çocukluğumdan beri haftayı sanki yedi değil de beş gün gibi kabul ettiğimden haftanın son iş günü benim için de haftanın son günüdür.


Bu haftanın son günü hepimiz için sıradan bir gündü aslında.
Sabah oğlumu servise bindirdikten sonra azıcık yürüyüş yaptım;  gökyüzüne bakınca yine  bir dolu yağmur bulutu gördüm. Bu aralar güneş ve bulut fotoğraflarını sosyal medyada o kadar çok paylaşıyorum ki, eminim takipçilerime fenalık gelmiştir.

 
Neyse kız kardeşimle buluşup alışveriş yapacaktık. Sabah aramızda bu programı erteleme konusunda  kısa bir telefon konuşması geçti ve fakat işin ucunda alış veriş olunca, hava da zaten günlerdir bulutlu  olunca ertelemedik.
Tedbir için şemsiylerimizi yanımıza alarak çıktık yollara. İyi ki almışız !!!


Buluştuk, önce hadi bir yerlerde  kahve içelim dedik; kahvemizi höpürdeterek içerken, birden bire nereden geldiğini anlamadığımız bir sağanak yağmur başladı. Hava karardı, yer ve gök birleşti.

Ben yağmuru fırsat bilerek gittiğimiz yerde kardeşimle kendime bir porsiyon kabak tatlısı söyledim.
- Biz ikimiz böyleyiz. sözüm ona az yiyoruz ya, bakın dikkat edin; diyet yapıyoruz bile diyemiyorum bu yaptığımız diyet değil zira, sevdiğimiz şeylerden ortaya bir tane söyleyip iki çatal veya kaşık  istiyoruz. Bu yüzden ya adımız geri zekalıya çıkacak ya da gittiğimiz yerlerden kovulacağız; bu ayrı bir yazı konusu -  .

Kabak tatlımızı yedik; üzerine iki bardak çay içtik, yağmur dinecek diye bekliyoruz !!! I ıhhh , yok böyle bir şey, Dineceğini umduğumuz yağmur şiddetini arttırarak devam etti. Kabak tatlısını yediğimiz yerde mahsur kaldık. Hiç bir yere kımıldayamadık. Trafik allak bullak oldu.

Tam o sırada gözüm, vitrinde duran fırın sütlâçlara ilişti ama kardeşimin " aklından bile geçirme" bakışlarıyla karşılaştığım için sustum.

Tüm iyi niyetimizle beklemeye devam ettik. Ben hatta bulunduğumuz yerde yağmur fotoğrafları falan çektim. İnsanlar bana tuhaf tuhaf tuhaf baktılar; deli herhalde falan diye düşünmüş olmalılar. Olsun, düşünsünler, benim içimde bir sanatçı ruhu var kimse bilmiyor benden başka !!!

Neyse çekilen fotoğraflar, içilen kahve ve çaylar, mideye inen kabak tatlısı, bize göz kırpan fırın sütlaça rağmen yağmur dinmedi.
Eve dönme zamanı çoktan gelmişti. Çok zekiyimdir ya;  otobüse bineceğime aklıma taksi çağırmak geldi.
Taksi çağırdım fakat taksi de tam 45 dakika sonra geldi.
Bindim. On beş dakikalık yolu bir saat içinde geldik.

Taksi şoförü etrafı acımasızca ıslatan ve bu yağmurda hız yapan sürücülere bol miktarda söylendi.
Saygılı biriymiş pek küfür etmedi neyse ki.
Söylenmekten vaz geçtiği kısa anlarda da klasik taksici muhabbeti yaparak Antalya'nın eski Antalya olmadığından dem vurdu. Ahh amcam ahh, artık hiç bir şey eskisi gibi değil ki.

Neyse eve geldim. Üzerimi değiştirdim, klasik ve geleneksel yağmur keyfimi yaptım kısacıktı ama olsun, yapmalıydım. Kısa süren, battaniye ve kitap keyfim güzeldi.

Magda Szabo'nun Kapı'sını bitirdim; çok az bir sayfa kalmıştı ve hemen Handan'a başladım.
Kapı'yı çok beğendim.  Birazcık kitap blogumda anlattım.
Handan'la  da yeni tanışıyoruz.

Bir yandan oğlumu bekleyip, bir yandan kitap keyfi yapıp, bir yandan yazı yetiştirirken, kitap fotoğraflarında ayağımı ve terliğimi de çekmişim, yeniden fotoğraf çekmeye de zamanım yok, kusura bakmayın artık, zaten siz de yabancı değilsiniz ki di mi ama ? :)

Alışveriş için başlayan günüm yağmurun gazabına uğradı ama olsun; yağmurlu bir gündü ve ben mutluydum :)





4 yorum:

atalet-buduar dedi ki...

fırın sütlaç'a dayanmak sağlam irade =)
atalet

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Ama önden kabak tatlısı yedik ya o bakımdan :)

Gamze Esra Ersöz dedi ki...

Yağmurlu havada yürüyüşleri, dışarda kahve keyfi yapmayı çok severim.Bu arada canım kabak tatlısı çekti. Kabak alıp yapmak lazım tam mevsimi :)
Handan'ı da merak ediyorum.Bitince yorumlarsanız sevinirim Özlem Hanım.
İyi haftalar...

Depresif Ayu dedi ki...

Kabak tatlısına bayılırımmmmm. Çok abartılı miktarlarda yerim :)

Bu arada; bulut ve güneş resimlerin çok güzel. Hep paylaş bence ;)