Bizim kuşaktan her kız çocuğu gibi o zamanlar; yani yetmişli ve seksenli yıllarda ben de iki erkeğe aşıktım .
Hatta büyüyünce bu iki adamdan biriyle evlenecektim.
Cidden aklıma koymuştum yani.☺
Biri Erol Evgin'di diğeri Tarık Akan !!!!!
Annemle haftada bir Kadıköy'deki REKS SİNEMASI' na giderdik; Tarık Akan 'lı filmleri izlemeye bayılır, evde de Erol Evgin şarkıları dinler ve kendi kendime söylerdim.
İyi hatırlıyorum; bir dönem Tarık Akan ' ı Gülşen Bubikoğlu'ndan; Erol Evgin'i Hisseli Harikalar Kumpanyası'nı izlerken Nevra Serezli 'den kıskanmışlığım bile olmuştu.
E kolay mı?
Evlenmeyi düşündüğüm adamlardı onlar. Ne işi vardı o kadınların bu güzel adamların yanında?
Sonra büyüdüm. Ben büyüdükçe dünya değişti.
Ya da dünya hep aynıydı da farkında değildim.
Bu gördüğüm yeni dünyaya çocuk gözlerimle değil; yetişkin bir genç kadın gözlerimle bakmaya başladım ve o anda bu iki güzel adamın yüreklerini de gördüm .
İşte o zaman anladım ki; bir erkek için sadece fiziken yakışıklı olmak güzel olmak değildi.
Bu adamların hayata karşı duruşu da yakışıklıydı ve aslolan buydu; hayat karşısındaki duruş !!!
***
Bu sabah Tarık Akan 'ın gittiğini öğrendim.
Ailemden biriymiş gibi üzüldüm.
Biz yavaş yavaş eksildikçe; çocukluğumuz da eksiliyor, gidenlerin ardından yarım kalıyoruz ki bugün, bırak yarım kalmayı kanatları kırılmış serçe gibi hissediyorum kendimi.
***
Duruşu güzel adam; gittiğin yerlere ışık ol.
Işığın bu yalan dünyayı aydınlattığı gibi oraları da aydınlatsın !!!
Posted via Blogaway
16 Eylül 2016 Cuma
DURUŞ ...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder