Akşam olmuş, iş bitimi eve geliyorum.
Gün yoğun geçmiş yorgunum.
Oğluma her zamanki gibi kitabını okuyor ve O’nu uyutuyorum.
Saat 21: 00 civarı ve benim uykum yok henüz.
Yazmam gereken yazılar ve hazırlamam gereken sınavlar var.
Bilgisayarımı açıyorum.
“İyi ki var şu bilgisayarlar hayatımızda” diye düşünüyorum - sahi biz onsuz eskiden ne yapardık? -
Bilgisayarımı açınca, yavaş çalışmakta olduğunu görüyorum.
Virüs korkusu düşüyor aklıma önce. Tam da o sırada “masaüstü” nün çok dolu olduğunu fark ediyorum.
“Masayı” dağıtmışım yine :)
Ana belleğe giriyorum ve kendime kızıyorum. Masa üzerindeki pek çok bilgi zaten ana bellekte de kayıtlı.
Yavaşlamanın nedenini buldum diye sevinerek, masa üzerini temizlemeye başlıyorum.
Gereksiz ne var ne yoksa hepsini geri dönüşüm kutusuna gönderiyorum.
Gerçekten de bilgisayarımın hızı normale dönüyor bir süre sonra. Ben de çalışmaya devam ediyorum.
Saatler gece yarısına yaklaştıkça günün yorgunluğu iyice kendini belli ediyor, bu sefer de ben yavaşlamaya başlıyorum..
Acaba diyorum kendi kendime; beynimizin de “ Geri Dönüşüm Kutusu “ olsa, atıversek içine gereksiz bilgileri ( kesinlikle hafıza silmekten bahsetmiyorum ama, sadece günlük hayatın içinde yaşadıklarımızdan gereksiz olanları ) sonra da boşaltsak o kutuyu, biz de hafifler miydik biraz?
Fotoğraf : http://www.deviantart.com/
15 yorum:
o kadar fazlalığımız varki bir yük gibi taşıdığımız aslında...biraz hafiflesek, hafifleyebilsek keşke...
güzel fikir Özlem:))bir de evden giden misafirlerin arkasından mouse yardımıyla tutsak bütün dağınıklığı göndersek geri dönüşüm kutusuna ne iyi olurdu:)BR/BR/elimiz ayağımız oldular zaman içinde, her iş onda görülür oldu. durduğu anda her şey birbirine giriyor. BR/BR/bu arada mimlendin, hem de mutlulukla:)
@ Beenmaya, hem de nasıl yaa. Ne güzel olurdu hafiflemek.BR/@ Nily, Fikrine bayıldım Nily. BR/Belki gelecekte olur böyle şeyler ha ne dersin?BR/Mim mi? Geliyorum hemen sayfana:)
Sevgili Özlem Hanım su seferki yazınızda çok güzel gerçek hayattada öyle olsa keşke bazı şeyleri hayatımızdan tutup çöpe atsak ama malesef herzaman böyle olmuyor.Ama işte tutup atmak istediğimiz şeylerin hayatımızda olmasınında bizi yavaşlattığı gibi bazende bizi hayatta kalabilmemiz için ve daha da hızlı hareket etmemmiz için gerekli olduğu zamanlarda olmuyor değil hani... benim blogum yok sizi netten takip ediyorum.Herşeyin gönlünüzce olması dileğiyle sevgiler
Olmuyor işte, keşke olsa.BR/ama hayat bambaşka bir şey sevgili adsız. Ne kadar doğru söylemişsiniz o yakıındığımız şeyler bazen bizi hayata bağlayabiliyor.BR/Sevgi ve selamlarımla...
Sevgili özlem hanım artık sizi adsız olarak değil deniz olarak aranızda olmak istedim.Çünkü bende denizi olan güneşin batışını çok güzel bir şekilde seyredilebilen bir yer olan Yalova'dan aranıza katılmak isterim.Dostça bir bayan olarak tekrar görüşmek üzere.Sevgi ve Saygılar.
Seni tanıdığıma çok sevindim sevgili Deniz. Yalova'ya ve sana sevgiler:)
Ne güzel olurdu hayatımızdada yada beynimizin içindede o geri dönüşüm kutusundan olsa. Gereksiz ne varsa atsak, takmasak kafayaa...BR/Ne güzel bir benzetme olmuş. Sevgiler canım.
Özellikle gereksizler için istedim ya ben de:))BR/Şahane olurdu vallahi.BR/Sevgilerimle.
Sevgili Özlem,
Siten harika olmuş...Senin gibi; sımsıcak ve dopdolu...
Her geçen günle daha güzelleşeceğine eminim üstelik...
Geri Dönüşüm Kutusu da çok iyi fikir...
Yasemin'ciğim, çok teşekkür ederim.
Sağol.
Geri dönüşüm kutusu bence de şahane bir fikir.:))
Sevgilerimle...
Nily'ciğim, çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle...
gerçekten keşke olsaydı. yaşadığımız üzümtüler ayrılıklar silinseydiii
Değil mi keşke olsaydı Melis'ciğim:))
Site beklediğimden de güzel olmuş, ne mutlu sana:) Güzel kelimelerin cümlelere, cümlelerin berrak bir göl gibi dupduru olan yazılara dönüşsün sonsuza dek...
Geri dönüşüm kutusu ile ilgili bu yazına da bayıldım. Unutmanın bizlere bahşedilen en önemli yeti olduğunu düşünmüşümdür hep. Unutmayı başaramasaydık asla yarına ulaşamazdık. Asıl hadise doğru zamanda mouse'a basabilmekte galiba...
Yorum Gönder