Akşam olmuş, iş bitimi eve geliyorum.
Gün yoğun geçmiş yorgunum.
Oğluma her zamanki gibi kitabını okuyor ve O’nu uyutuyorum.
Saat 21: 00 civarı ve benim uykum yok henüz.
Yazmam gereken yazılar ve hazırlamam gereken sınavlar var.
Bilgisayarımı açıyorum.
“İyi ki var şu bilgisayarlar hayatımızda” diye düşünüyorum - sahi biz onsuz eskiden ne yapardık? -
Bilgisayarımı açınca, yavaş çalışmakta olduğunu görüyorum.
Virüs korkusu düşüyor aklıma önce. Tam da o sırada “masaüstü” nün çok dolu olduğunu fark ediyorum.
“Masayı” dağıtmışım yine :)
Ana belleğe giriyorum ve kendime kızıyorum. Masa üzerindeki pek çok bilgi zaten ana bellekte de kayıtlı.
Yavaşlamanın nedenini buldum diye sevinerek, masa üzerini temizlemeye başlıyorum.
Gereksiz ne var ne yoksa hepsini geri dönüşüm kutusuna gönderiyorum.
Gerçekten de bilgisayarımın hızı normale dönüyor bir süre sonra. Ben de çalışmaya devam ediyorum.
Saatler gece yarısına yaklaştıkça günün yorgunluğu iyice kendini belli ediyor, bu sefer de ben yavaşlamaya başlıyorum..
Acaba diyorum kendi kendime; beynimizin de “ Geri Dönüşüm Kutusu “ olsa, atıversek içine gereksiz bilgileri ( kesinlikle hafıza silmekten bahsetmiyorum ama, sadece günlük hayatın içinde yaşadıklarımızdan gereksiz olanları ) sonra da boşaltsak o kutuyu, biz de hafifler miydik biraz?
Gün yoğun geçmiş yorgunum.
Oğluma her zamanki gibi kitabını okuyor ve O’nu uyutuyorum.
Saat 21: 00 civarı ve benim uykum yok henüz.
Yazmam gereken yazılar ve hazırlamam gereken sınavlar var.
Bilgisayarımı açıyorum.
“İyi ki var şu bilgisayarlar hayatımızda” diye düşünüyorum - sahi biz onsuz eskiden ne yapardık? -
Bilgisayarımı açınca, yavaş çalışmakta olduğunu görüyorum.
Virüs korkusu düşüyor aklıma önce. Tam da o sırada “masaüstü” nün çok dolu olduğunu fark ediyorum.
“Masayı” dağıtmışım yine :)
Ana belleğe giriyorum ve kendime kızıyorum. Masa üzerindeki pek çok bilgi zaten ana bellekte de kayıtlı.
Yavaşlamanın nedenini buldum diye sevinerek, masa üzerini temizlemeye başlıyorum.
Gereksiz ne var ne yoksa hepsini geri dönüşüm kutusuna gönderiyorum.
Gerçekten de bilgisayarımın hızı normale dönüyor bir süre sonra. Ben de çalışmaya devam ediyorum.
Saatler gece yarısına yaklaştıkça günün yorgunluğu iyice kendini belli ediyor, bu sefer de ben yavaşlamaya başlıyorum..
Acaba diyorum kendi kendime; beynimizin de “ Geri Dönüşüm Kutusu “ olsa, atıversek içine gereksiz bilgileri ( kesinlikle hafıza silmekten bahsetmiyorum ama, sadece günlük hayatın içinde yaşadıklarımızdan gereksiz olanları ) sonra da boşaltsak o kutuyu, biz de hafifler miydik biraz?
Fotoğraf : http://www.deviantart.com/
18 yorum:
o kadar fazlalığımız varki bir yük gibi taşıdığımız aslında...biraz hafiflesek, hafifleyebilsek keşke...
güzel fikir Özlem:))bir de evden giden misafirlerin arkasından mouse yardımıyla tutsak bütün dağınıklığı göndersek geri dönüşüm kutusuna ne iyi olurdu:)
elimiz ayağımız oldular zaman içinde, her iş onda görülür oldu. durduğu anda her şey birbirine giriyor.
bu arada mimlendin, hem de mutlulukla:)
@ Beenmaya, hem de nasıl yaa. Ne güzel olurdu hafiflemek.
@ Nily, Fikrine bayıldım Nily.
Belki gelecekte olur böyle şeyler ha ne dersin?
Mim mi? Geliyorum hemen sayfana:)
Sevgili Özlem Hanım su seferki yazınızda çok güzel gerçek hayattada öyle olsa keşke bazı şeyleri hayatımızdan tutup çöpe atsak ama malesef herzaman böyle olmuyor.Ama işte tutup atmak istediğimiz şeylerin hayatımızda olmasınında bizi yavaşlattığı gibi bazende bizi hayatta kalabilmemiz için ve daha da hızlı hareket etmemmiz için gerekli olduğu zamanlarda olmuyor değil hani... benim blogum yok sizi netten takip ediyorum.Herşeyin gönlünüzce olması dileğiyle sevgiler
Olmuyor işte, keşke olsa.
ama hayat bambaşka bir şey sevgili adsız. Ne kadar doğru söylemişsiniz o yakıındığımız şeyler bazen bizi hayata bağlayabiliyor.
Sevgi ve selamlarımla...
Sevgili özlem hanım artık sizi adsız olarak değil deniz olarak aranızda olmak istedim.Çünkü bende denizi olan güneşin batışını çok güzel bir şekilde seyredilebilen bir yer olan Yalova'dan aranıza katılmak isterim.Dostça bir bayan olarak tekrar görüşmek üzere.Sevgi ve Saygılar.
Seni tanıdığıma çok sevindim sevgili Deniz. Yalova'ya ve sana sevgiler:)
Ne güzel olurdu hayatımızdada yada beynimizin içindede o geri dönüşüm kutusundan olsa. Gereksiz ne varsa atsak, takmasak kafayaa...
Ne güzel bir benzetme olmuş. Sevgiler canım.
Özellikle gereksizler için istedim ya ben de:))
Şahane olurdu vallahi.
Sevgilerimle.
be de isterim buursan öyle bir kutu. ama geridönüşüm kutusunun içindekileri boşaltmak da gerekiyor bazen, onlar da hazızada kalıyo ya.. onu bulsak bile yine uğraşmak gerekicek..çok zor iş yani :)
Çok zor Funda'cığım da bazen o kutuyu boşaltmak istiyor işte insan:)
Geri dönüşüm kutusunun içini tam boşaltmak mükün olmazdı herhalde:))
Sevgilerimle...
Buna öyle çok ihtiyacım var ki...
merhabalar güzel bir yazı güzel fikirler aslında boşaltmak gerekiyor beynimizdende gereksizleri paylaşımınız için teşekkürler sevgi ve dostlukla...
Çok teşekkür ederim Bilge'cim sevgi ve dostluk dileklerimle...
beenmaya, var ki derken ki yi ayrı yazacaktın
Beynimizin geri dönüşüm kutusu olsaydı, galiba ilk satın alanlardan biri de ben olurdum.:)))
Kesilikle ben de satın alırdım:)
haklısın bir geri dönüşüm kutusu olsaydı beynimizin
ne iyi olurdu
kurtulur muyduk yavaşlıktan?
iyi haftalar diliyorum sana
Yorum Gönder