28 Eylül 2008 Pazar

Gökkuşağı Bayramlarım, Kırmızı Ayakkabılarım



Çocukluğumun ramazanları ve bayramları yaz aylarına rastlardı.

Geç vakit açılan oruçlar, geç kalkılan iftar sofraları, şimdiki gibi işi ticarete dökmeyen, mahallenin gençlerinden oluşan ve amacı sadece insanları sahura kaldırmak olan ramazan davulcuları, bir de dayımın baş ucundaki çalar saattir, çocukluğumun iftar ve sahurlarından aklımda kalan.

* * * * * *

1977 ya da 1978 yılının yaz aylarını yaşıyorduk.

En hareketli dönemlerinden biriydi ülkemin.

Bayrama birkaç gün kalmıştı.

Hiç bir şeyden habersiz, bayram sevinci ile dolup taşıyordum.

O bayramda da anneannemlerde olacaktık yine, teyzemler, dayımlar ve kuzenlerimle birlikte.

Yola çıkmadan önce son hazırlıklarımızı yapıyorduk ki akşama babam eve bir defterle geldi.

Kapağı pembe çiçekli, sayfaları bembeyaz bir defter. “ Al kızım, günlük tutmak istiyordun ya senin bu defter,, dedi.

Defterin kapağındaki iri pembe ve beyaz çiçekler sanki gerçekmiş gibi gelmişti gözüme ve kocaman bembeyaz sayfalarına yazmaya başlamıştım hemen :

“ Sevgili günlük,

İki gün sonra bayram. Çok sevinçliyim çünkü anneannemlerde olacağız hep birlikte.

Bakalım anneannem bu sefer şekerleri nereye saklayacak?

Haklı ama, bizden misafire şeker mi kalır?

Baklava da yapmıştır şimdi ne güzel.

Neyse, çok çok sevinçliyim sevgili günlük.

Senle sonra ayrıca tanışırız.

Bizimkileri anlatırım sana bir de bayramda yaptıklarımızı.

Şimdi eşyalarımı toplamam lazım.

Kitabımı yanımda götüreceğim yolda okurum.

Küçük Kadınlar’ı okuyorum, bilsen öyle güzel ki.

Annem, kardeşimle bana kırmızı fırfırlı elbise dikti bir de kırmızı ayakkabı aldı Reis’ten.

O kadar beğendim ki onları, üç gündür baş ucumda duruyorlar uyurken.

Neyse günlük, yazacak çok şey var daha, şimdilik hoşça kal.

Aaa bak aklıma ne geldi, seni de götüreyim ben oraya yazarım ara sıra,,

30 yıl geçmiş üzerinden, yazacaklarım bitmemiş.

Şimdi eski tadı olmasa da bayramların, bayramlarımız bizim.

Oğluma bayramlık giysiler aldım bir de yeni ayakkabılar. O da abarttı annesi gibi, giysileri ve ayakkabıları ile yatıyor iki gündür.

Çocukların sevinçleri olmasa ne anlamı kalır ki bayramların?

Not: Sen yoksun ya artık anneanne, şimdi de şeker ve çikolataları ben saklıyorum, şeker canavarı torununun çocuğundan.


Bize bakıp bakıp gülüyorsun değil mi oralardan?

Haaa, bir de ev baklavası yapan da yok artık.

Ne yapalım beceremiyor bu torunun işte evde baklava yapmayı.

Zaten yapsam bile tadı seninki kadar güzel olmaz ki.

Kimselere söyleme ama, aslında torunun bunu bildiği için hiç denemiyor evde baklava yapmayı anneanne.
* * *

*** “ Baş ucunda bayramlıkları Bayramda alacakları hediyelerin hayaliyle Uykuya dalan çocuğun mutluluğu ve heyecanı ile geçen Bir bayram dileği ile,
Sevgilerimizle ,,

*** Bu yazıyı yazmama esin kaynağı olan oğlumun sınıf öğretmenine, öğrencilerine yaptırdığı bayram şekerliği faaliyeti ve şekerliğin üzerine yazdığı anlamlı yazı için sonsuz teşekkürler ederim.

12 yorum:

mr.paradise dedi ki...

dün gece mahalenin davulcusuyla kavga ettim

Seyyah dedi ki...

tam yerinde kesmişsin gözlerim doldu okurken,eski günlere özlem doldurdu yüreğimi... Mutlu bayramlar dilerim, olur mu bilemem ama eskilerin tadında geçer belki:)

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Bizim burada belediye yasakladı davulcuları:))
Kafamız rahat etti biraz.

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Çok sağol sevgili Nily.
Temennim ne biliyor musun?
Gelecekte, çok yaşlandığımızda bu bayramlara da özlem duymayalım.
Sevgilerimle...

mr.paradise dedi ki...

herifler davul çalmıyoki sanki savaş var yaaa....insan biraz kibar olur yani dimi

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Kesinlikle katılıyorum, bir de kapıya geliyorlar buralarda bahşiş için, sanki biz özellikle davul çaldırıyoruz onlara.
Her şey ticarete döküldü artık.
Benim çocukluğumda mahallenin delikanlıları nöbetleşe davulculuk yaparlardı.

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Kesinlikle katılıyorum, bir de kapıya geliyorlar buralarda bahşiş için, sanki biz özellikle davul çaldırıyoruz onlara.
Her şey ticarete döküldü artık.
Benim çocukluğumda mahallenin delikanlıları nöbetleşe davulculuk yaparlardı.

beenmaya dedi ki...

bayram bile bayram olarak değil artık tatil olarak karşılanıyor ne yazık ki...

vili dedi ki...

Demiştim ki, gözlerim dolu okudum ben de. Ablamla dolabın altından çıkarıp çıkarıp baktığımız günler aklıma gelerek...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Hep öyleydi bizim çocukluğumuz ve ne güzel, anılarımız benziyor birbirine, sevgilerimle Vili'ciğim...

Adsız dedi ki...

selamlar özlemcim güzel yorumun için sağol seninde geçmiş bayramın kutlu olsun.Ayrıca muhteşemdi yazın sevgiler

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Teşekkür ederim Craftwoman, sağol, senin de geçmiş bayramın kutlu olsun.
Bayramlar güzellikler getirsin bize ( Her ne kadar bu bayram getirmese de:( )
Sevgilerimle...