“ Aman sen evinin kapısını kilitle- dışarıda olup bitenleri duyma kızım” derdi anneannem.
İyi güzel de, ya içeride olanlar? Aynı evi paylaştıklarımız ya da çok istediğimiz halde paylaşa-madıklarımız? Onları ne yapacağız?
Öğrencilik yıllarımdı. Özel bir yurtta kalmak istemiştim. Hangi öğrenci bütün öğrencilik dönemi boyunca yurtta kalabilir ki? En azından benim zamanımda bile bu çok mümkün değildi.
Birkaç arkadaş eve çıkmaya karar vermiştik.
Kararımı hayata geçirdikten sonra başlangıçta her şey çok güzeldi. Evlilikte balayı gibi. Ancak yaşadıklarım bana şunları öğretti:
- Eve çıkacağın arkadaşın, senle birlikte iki kişi olacak. Okul döneminde iki kişiden çok arkadaşla ev paylaşmak tamamen sorun.
- Her insan farklı yapıya sahiptir, okulda çok iyi arkadaş olduklarımızla aynı evde anlaşamamak da mümkündür. Bu sanırım insanın doğasında var. Onca yıllık birlikteliklerin sonunda yapılan evliliklerin birkaç ay içinde bitmesi gibi.
- Yemek, bulaşık ve temizliğin sıraya konulması insanı kalıbın içine sokar. Oysa birlikten kuvvet doğar.
- Öğrencilik günlerimiz hayatlarımızda her zaman yaşayacağımız bir dönem değildir. Birbirimizi tüketmek yerine keyfini çıkarmak gerek. ( Yanlış anlaşılmasın, ben çok da güzel bir öğrencilik dönemi geçirdim, tek şaşırdığım okulda çok iyi arkadaş olduğum bir iki kişiyle aynı evde anlaşamamış olmamızdı )
Tüm bu nedenlerle yalnız kalmayı sevmem, zaman zaman evde kendimle baş başa kalmayı tercih etmemin nedeni işte bu öğrencilik dönemlerime rastlar.
* * * * *
Şimdi kendi evimi kurduktan sonra evde hoşuma gitmeyenler ise;
- Kendi saçlarımın yerler,halılara ve banyoya dökülmesi ( Bunun için bulaşık eldiveni çok işe yarıyormuş yeni öğrendim), mevsimdendir diye de kendimi teselli ediyorum.
- Tüm ısrarlarıma rağmen oğlumun odasında dağıttığı oyuncaklarını toplamaması,
- Evin çok çabuk dağılması,
- Cadde üzerinde oturduğumuz için, bitmeyen trafik gürültüsü,
- Yine aynı nedenden çok kısa sürede kirlenen perde ve tüller,
- Yaz aylarında ütü yapma zorunluluğu LL
* * * *
Yıllar geçmiş, öğrencilik bitmiş, çoktan hayatla sarmaş dolaş olmuşuz.
O zamanki ev arkadaşlarım, şimdi kendi evlerinde nasıllar acaba?
Ah güzel anneanneciğim, kapıyı içeriden kilitlemekle olmuyormuş işte, hayat öğretti bunu.
Her şeye rağmen geçen yıllardan kalan bir reklam sloganı kulağıma küpedir benim :
“ Evdeki huzur; zenginlik budur ”
Deep Not: Beenmaya’cım sen bana topu atalı on gün olmuş. Bu kadar da uzun top yakalanmaz ki, daha yeni fark ettim.
Fotoğraf : http://www.deviantart.com/#order=9&q=home+pictures&offset=24
İyi güzel de, ya içeride olanlar? Aynı evi paylaştıklarımız ya da çok istediğimiz halde paylaşa-madıklarımız? Onları ne yapacağız?
Öğrencilik yıllarımdı. Özel bir yurtta kalmak istemiştim. Hangi öğrenci bütün öğrencilik dönemi boyunca yurtta kalabilir ki? En azından benim zamanımda bile bu çok mümkün değildi.
Birkaç arkadaş eve çıkmaya karar vermiştik.
Kararımı hayata geçirdikten sonra başlangıçta her şey çok güzeldi. Evlilikte balayı gibi. Ancak yaşadıklarım bana şunları öğretti:
- Eve çıkacağın arkadaşın, senle birlikte iki kişi olacak. Okul döneminde iki kişiden çok arkadaşla ev paylaşmak tamamen sorun.
- Her insan farklı yapıya sahiptir, okulda çok iyi arkadaş olduklarımızla aynı evde anlaşamamak da mümkündür. Bu sanırım insanın doğasında var. Onca yıllık birlikteliklerin sonunda yapılan evliliklerin birkaç ay içinde bitmesi gibi.
- Yemek, bulaşık ve temizliğin sıraya konulması insanı kalıbın içine sokar. Oysa birlikten kuvvet doğar.
- Öğrencilik günlerimiz hayatlarımızda her zaman yaşayacağımız bir dönem değildir. Birbirimizi tüketmek yerine keyfini çıkarmak gerek. ( Yanlış anlaşılmasın, ben çok da güzel bir öğrencilik dönemi geçirdim, tek şaşırdığım okulda çok iyi arkadaş olduğum bir iki kişiyle aynı evde anlaşamamış olmamızdı )
Tüm bu nedenlerle yalnız kalmayı sevmem, zaman zaman evde kendimle baş başa kalmayı tercih etmemin nedeni işte bu öğrencilik dönemlerime rastlar.
* * * * *
Şimdi kendi evimi kurduktan sonra evde hoşuma gitmeyenler ise;
- Kendi saçlarımın yerler,halılara ve banyoya dökülmesi ( Bunun için bulaşık eldiveni çok işe yarıyormuş yeni öğrendim), mevsimdendir diye de kendimi teselli ediyorum.
- Tüm ısrarlarıma rağmen oğlumun odasında dağıttığı oyuncaklarını toplamaması,
- Evin çok çabuk dağılması,
- Cadde üzerinde oturduğumuz için, bitmeyen trafik gürültüsü,
- Yine aynı nedenden çok kısa sürede kirlenen perde ve tüller,
- Yaz aylarında ütü yapma zorunluluğu LL
* * * *
Yıllar geçmiş, öğrencilik bitmiş, çoktan hayatla sarmaş dolaş olmuşuz.
O zamanki ev arkadaşlarım, şimdi kendi evlerinde nasıllar acaba?
Ah güzel anneanneciğim, kapıyı içeriden kilitlemekle olmuyormuş işte, hayat öğretti bunu.
Her şeye rağmen geçen yıllardan kalan bir reklam sloganı kulağıma küpedir benim :
“ Evdeki huzur; zenginlik budur ”
Deep Not: Beenmaya’cım sen bana topu atalı on gün olmuş. Bu kadar da uzun top yakalanmaz ki, daha yeni fark ettim.
Fotoğraf : http://www.deviantart.com/#order=9&q=home+pictures&offset=24
7 yorum:
Öğrencilik yıllarımda ben de "dışarıda çok iyi anlaştığım arkadaşlarımla aynı evde yaşarken sorunlar yaşayabileceğimi" öğrendim. Çünkü aynı evi paylaşmak çok başka birşey. Öncelikle bir arada yaşamanın kurallarını bilmek, herkesin özel alanına saygı duymak gerekiyor.
olsun canım benim alpcan topu saklamıştır senden diye düşündüm ben :)) eline sağlık...
EVDE ,YA DA DIŞARDA ANLAŞABİLMENİN TEK YOLU, HOŞGÖRÜ , TABİİ AYNI EVİ PAYLAŞMADAN BİLİNEMEYECEK BİR ŞEY BU
@ Aydan atlayan kedime ; O kadar haklısın ki canım arkadaşım, hayat neler öğretiyor bize değil mi?
@ Beenmaya'ma ; Alpcan bu ne yapacağı belli olmaz işte!! Bir daha top atarken haberim olsun önceden:)))
@ Ferkul o kadar haklısın ki, yaşamadan hiç bir şey anlaşılmaz ki.
Hepinize sevgilerim kocaman olsun:)
:))
Saçlar, perdeler konusunda ben de şikayetçiyim...
anneannen çağa uygun bir laf etmiş :)
Bence de:))
Yorum Gönder