O günü ağlayarak anlatırdı anneannem ve dedem.
Annem iki yaşında Teyzem sekiz aylıkmış.
Sabahtan gitmişler tren istasyonuna .
Hava soğukmuş o gün. İnsanlar üzgün; aileden biri ölmüş gibi.
Uzun bir süre beklemişler. Çocukları soğuktan nasıl korumuş, acıkan karınlarını nasıl doyurmuş hiç söz etmezdi.
Nice sonra trenle gelmiş cenaze ...
İzmit üzerinden Ankara'ya giderken .
İnsan seli oluşmuş tren yolunda.
Büyük, küçük, çoluk çocuk herkes Atasına son görev için birlik olmuş o gün.
İnsan, ömrünün sonuna kadar her 10 Kasım 'da anlatır mı bu anıyı?
Onlar anlatırlardı bıkmadan, usanmadan sanki her defasında ilk kez anlatır gibi ...
Posted via Blogaway
6 yorum:
Nasıl unutulur ki öyle bir an:( Sevgiler...
Mümkün değil unutmak.
Sevgiler benden ...
Her seferinde onlar ilk kez anlatıyormuş gibi anlatır bizde keyifle dinleriz işte sanki ilk kez duyuyor gibi öyle değil mi ama?
Kesinlikle öyle ben hiç bıkmadım dinlemekten. Keşke hayatta olsalar da yine anlatsalar ve ben yine dinlesem.
Sevgiler ...
Etkileyen kalıcı anılar kolay unutulmuyor, her anlatışta adeta yeniden yaşanıyor. Annem de öğrenciliğinde Ankara'da Olgunlaşma Enstitüsünde Atatürk'ün katafalkını dikmişler. O zamanı gururla, övünçle hep anlatırdı.Onların anlattıklarında bir tarih gizli değil mi sevgili öğretmenim?
Sevgiler...
Kesinlikle tarih gizli öğretmenim. Bu nedenle işte, onlar anlatmaktan, biz de dinlemekten hiç bıkmadık.
Sevgi ve saygılarımla ...
Yorum Gönder