İnsanlar gibi şehirlerin de kokusu olduğuna inanıyorum epey bir zamandır. Antalya misal; hani okyanus ferahlığı adı altında satılan parfümler var ya aynen öyle kokar. Deniz, iyot kokar ve portakal ve limon çiçekleri ile baharda bu koku karışır Antalya' nın kokusu çıkar ortaya.
Peki ya İstanbul?
İstanbul' a hava, kara deniz fark etmez hangi ulaşım yoluyla gelirseniz gelin sizi hep aynı koku karşılar.
İyot, balık ve insan kokusu.
Bu koku İstanbul kokusudur.
Bu seferki gelişimde de bu kokuyla karşıladı beni İstanbul.
Yaşlı ama çok şeyler yaşamış
bir kadının eski ve sevdiği bir dostunu karşılarken üzerine döktüğü parfümü fazla kacırması gibi.
Buram buram burnuna çarpan o değişmez parfümüyle karşıladı.
Hüzünlendim bu kokuyu duyunca.
Kokular ne de olsa geçmişle kurduğumuz bağları bize en çok hissettiren şeylerden biridir.
Hoş buldum deyip sarılırken İstanbul 'a gözümün önünden çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım film şeridi gibi geçti.
Şehrin kokusu hiç degişmemişti ve ben bu kokuyu hiç unutmamıştım ...
11 Haziran 2015 Perşembe
ŞEHİR KOKUSU
Yazmak ve okumayı hayat serüveni edinmiş, oğluyla yaşadığı her anı içine çeken,anne,İstanbul'lu ama 25 yıldır Antalya'lı, yaşadığı şehre - sıcak yaz aylarını saymazsak- aşık, doğa tutkunu bir yaşam delisi...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
Kokular da tatlar gibi geçmişten kalan kalıcı izler, simgeler... Onlar değil midir ki hayatı daha anlamlı kılıyor...
Seni karşıladığında göz bebeklerine kadar kızardı mı peki bu koca şehir ?
Hoş geldiniz İstanbul'a :)
Yorum Gönder