16 Nisan 2015 Perşembe
SEVİNÇ ELBİSEM
Gün, güne yeni başlayanlar için herhangi bir gündü.
Benim için de herhangi bir gündü; ancak sabah üzerimde nereden geldiğini bilmediğim sevinçten bir elbise ile uyandım.
Günlük gazetelerimi almak için sokağa çıktığımda havanın güzelliği dikkatimi çekti.
Antalya için mevsim artık iyiden iyiye bahardı.
Günlük işlerimi bitirdikten sonra, uzun süredir görmediğim arkadaşlarımla buluştum, onlarla birlikte olmak, bulunduğumuz mekan bana çok iyi geldi.
Sabah uyandığımda üzerimde bulduğum sevinç elbisem hâlâ üzerimdeydi ve elbisenin nereden geldiğini halen bulamıyordum.
Havanın güzelliğinin kışkırtmasıyla dönüşte eve kadar yürümeye karar verdim.
Karşımdan saçları uzun olmasına rağmen özensiz taranmış bir kadın geliyordu.
Kadın, üzerinde küçük kırmızı çiçekler olan siyah kadife bir etek ve onun da üzerine, vinleksten yapılmış fosforlu pembe ve beyaz renklerden oluşan deri taklidi bir ceket giymişti.
Kıyafetin uyumsuzluğu, kadının rüküş görüntüsü bile keyfimi kaçırmaya yetmemişti.
Sevinç elbisem üzerimde öyle güzel duruyordu ki içimden şarkılar söyleyerek yürümeye devam ettim.
Bu sefer de bir genç kız gördüm. Az önce gördüğüm kadınla adeta rüküşlükte yarışıyorlardı.
O da rengarenk basma bir etek ve üzerine eteğin renkleri ile uyumsuz sarı ve siyah tonlarından oluşan bir bluz giymişti.
Bu yılın “ trendi “ bu olmalıydı. Uyumsuz giyinmek !!!!
Arabaların klakson sesleri, insan sesleriyle birbirine karışıyordu ve hiç rahatsız olmuyordum.
Üzerimdeki sevinç elbisemi çıkartmak gelmiyordu içimden, üstelik bu durumdan memnumdum.
Elbisemi özenle koruyordum, sanki elbiseyi çıkarırsam sokağın ortasında çıplak kalacakmışım gibi hissediyordum.
Apartmanımızın girişine geldiğimde, bir aydır evine yaptırdığı tadilat yüzünden apartmanı ahıra çeviren daire sahibini görünce bile hiçbir şey hissetmedim ki; apartmanı ahıra çevirdiğinden kendisi gözüme bir süredir “ öküz” olarak görünüyordu.
Akşam üzeri olmasına rağmen hava halen yaz aylarının sıcağı için Antalyalılar’ dan özür dilercesine ılıktı.
Bu şehirden ilk bahar ve son bahar kolay gitmiyordu, hatta sonbahar şöyle bir başını uzatıp kaçıveriyordu.
O anda anladım; sevinç elbisemi de bu güzel bahar havası dikmiş ve üzerime giydirmişti !!!
Yazmak ve okumayı hayat serüveni edinmiş, oğluyla yaşadığı her anı içine çeken,anne,İstanbul'lu ama 25 yıldır Antalya'lı, yaşadığı şehre - sıcak yaz aylarını saymazsak- aşık, doğa tutkunu bir yaşam delisi...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Ne hoş bir yazı. Okudukça sevinç elbisen bana da bulaştı sanki.
Ne hoş bir yazı. Okudukça sevinç elbisen bana da bulaştı sanki.
Fotoğrafları da ayrıca sevdim. Neresiii? :)
Ben de beklerim Kafa'ya! :)
çok sevdimm..
sevinç elbisesi armağan eden bir bahar, ne hoş :)
Ne hoş bir yazı olmuş. Bu arada sevinç elbisesi kelimesine bayıldım. Çok etkileyici bence;)
Antalya' ya sevgiler
Sevinç elbisenizi üzerinizden hiç çıkarmayın :)
Yorum Gönder