9 Aralık 2017 Cumartesi

HÜZÜNLÜ BİR HİKAYE

** 1969 yazında hikayenin kahramanı olan adam uzun bir seyahate çıkar. 

Yolu California’dan geçerken dinlenmek için Hotel California’yı bulur.

Ufak sevimli bir oteldir. Sıcak bir havası vardır.
Bir odaya yerleştirilir.

Oteldeki ikinci gününde, odasının hemen yanındaki odada kalan kızla tanışır, arkadaş olurlar.

Birlikte gezmeye başlarlar, çok fazla zaman geçmeden birbirlerine aşık olurlar ve tatili Hotel California’da birlikte geçirmeye karar verirler.

Çok severler birbirlerini, bütün bir yaz hep beraberdirler. Otelin sıcak insanları, sevimliliği sadeliği onları çok etkilemiştir. Unutamayacakları bir yaz yaşarlar.

Yazın bitiminde bir karar vermek zorundalardır ayrılık için   ve şöyle derler : ‘ Eğer bir sene sonra birbirimizi unutmaz ve yine bu kadar çok sevecek olursak, gelecek yazın ilk gününde (tanıştıkları günü kastederek) Hotel California’da buluşacağız ‘ diyerek sözleşirler.
O zamana kadar birbirlerini hiç aramayacaklardır. ( bu aşk bir yaz aşkı mı yoksa gerçek bi aşk mı anlamak için yaparlar bunu)…

Tam bir sene geçmiştir.

Adam sözleştikleri gibi bir sene sonra otelde buluşmak için yola çıkar.

Tanıştıkları ilk gündür o gün. yol uzundur bitmek bilmez adam için ve sonunda California’ya varır.

Otelin oraya geldiğinde kapkara bir bina bulur..otel bir gün önce yanmıştır…

Hemen sevdiği kıza haber vermek ister. Onun da gelmiş olabileceğini düşünerek olması muhtemel yerlere bakar.
Ancak bulamaz ve sonunda çok acı bir şey öğrenir ve bu şarkı ortaya çıkar.

Acı gerçek ne mi?

Sevgilisi süpriz yapmak için bir  gün
önceden otele gelmiştir ve çıkan yangında ölmüştür…

*** İnternette okuduğum çok sevdiğim gençlik yıllarımın şarkısı HOTEL CALIFORNIA 'nın hüzünlü hikayesi.


6 Aralık 2017 Çarşamba

GEÇİP GİDEN GÜNLERİM









Okuduğum kişisel gelişim kitaplarından birinde - bu tür kitapları çok sevmem toplasan bir elin parmak sayısını geçmez bu arada - ; birşeyin alışkanlık haline gelmesi için 21 gün yeterlidir diyordu.
21. günden sonra o yaptığımız şey alışkanlık haline gelirmiş.

Ben de sabahları hane halkını okula yolladıktan hemen sonra
devrile devrile  yeniden uyumanın 4. günündeyim.  Yani 17 gün sonra içime kış aylarında kaçan küçük ayıyı iyice uyandırmış olacağım. Tembellik diz boyu ...

***
Hafta sonu oğlumla Aile Arasında 'yı izledik. Filmi sonuna kadar götüren Engin Günaydın 'dı. Demet Evgar'ın da hakkını teslim etmek lazım. Demet Evgar 'ın sesinin bu kadar güzel olduğunu hiç farketmemiştim.

Oğlum çok eğlendi, çok güldü.  Onu gülerken görmek de bana iyi geldi .
Film güzel miydi?  
Evet ...
Son dönem komedi filmleri arasında içinde en az küfür barındıran bir filmdi. 
E bu da Gülse Birsel farkı .

***
Antalya 'dan bir kitap fuarı daha geçti.  Geçen yıl annemin sağlık sorunları yüzünden kapalı sistem şeklinde yaşadığım için fuara da gitmemiştim.  İçimden gelmemişti.  Bu yıl geçen yılın acısını çıkartmak için 4 kere gittim fuara. İlk iki gün inanılmaz kalabalıktı  hiç bir şey anlamadım. 
Diğer iki gün gezme fırsatı buldum . Fuarda en çok İş Bankası Kültür Yayınları dikkatimi çekti.  Fuara gitmenin gereği olarak bir sürü kitap aldım; oysa ben kendim evdeki kitaplarımla mini kitap fuarı olmuşum farkında değilim. Evde artık kitap koyacak yer yok durum vahim yani.

***
Domestic ev hallerim halen devam ediyor.  Ekmek yaptım geçen gün.  İlk deneyim olmasına rağmen sonuç fena değildi. 
Haa bir de örgüye tam gaz devam ediyorum.  Evde her biri diğerinden ayrı sekiz çift atkı ve bere var . Şimdi de değişik bir saçaklı çanta örüyorum. Bitince ayrıca paylaşırım.
Örgü ciddi bir terapi benim için.

***
Bir süredir evde dört kişiyiz.  Yeni bir muhabbet kuşumuz var . Bence bundan önceki hayatında kedi imiş.
Kafes hiç ona göre değil.  Evin içinde akla gelmeyecek yerlerde uçmayı ve akla gelmeyecek yerlere konmaya pek seviyor.
Oğlumun omzunda bütün evi geziyor falan.

Aralık geçip giderken benim de günlerim böyle geçiyor .