Bizi İstanbul’a götüren uçak iniş için alçalmaya başladığı sırada, oğluma uçağın penceresinden İstanbul’u göstererek, - “ İçinden deniz geçen tek şehir İstanbul’dur oğlum, bu bile İstanbul’u büyülü bir şehir yapmaya yeter” dedim. Çocuk aklı ile ne düşündü bilmiyorum, anlattıklarıma, - “ Vaaaavvv ” diye cevap verdi.
İstanbul’a indiğimizde, sıcağın merkezinden gelen yolcular olarak, limonata kıvamında bir hava ile karşılaştık. Esen ılık rüzgarı Antalya’da kullanmak üzere ceplerimize doldurduk anne oğul.
Uzun zamandır görüşemediğimiz akrabalarımızla kavuşma sevincini yaşadıktan sonra oğlumla kendimizi İstanbul sokaklarına attık.
Önce, belki tatil programında daha sonra fırsat bulmayız diye, sevgili Özlem’le buluştuk, bu buluşmaya sevgili Sema Şener de eşlik etti. Böylece blog ortamında başlayan dostluğumuzu ete, kemiğe büründürdük, tabii doyamadık sohbete ve Antalya’da tekrar görüşme kararı aldık hep birlikte.
Ertesi gün, soluğu Altıyol, Bahariye ve Moda’ da aldık.
Doğduğum, büyüdüğüm, yerleri bir bir gezdirdim oğluma.
Bahariye’ye gidip de Saray Muhallebicisi’ne, Moda’ya gidip de Ali Usta’ya uğramamak olmazdı. Diyetime ara vermek zorunda kaldım bir süre:)
Tatilimizin bonusu ise Şile gezimiz oldu.
Bu kez Karadeniz’in o eşsiz havasını doldurduk ciğerlerimize. Bol bol fotoğraf çektik oğlumla birlikte.
Akşamları ateş böceklerinin muhteşem gösterilerini izleyerek bitirdik sayılı günlerimizi.
İstanbul’a gidip de adalara gitmemek olmazdı.
Tercihimizi Heybeli Ada’dan yana kullandık.
Oğlum ilk kez gittiği adaya bayıldı. Ben de motor sesinden, şehir gürültüsünden uzak şahane bir gün geçirdim.
Sayılı gün çabuk geçer, hafta sonu Antalya’ya döndük.
Gezinin sonunda oğluma İstanbul’u sevip sevmediğini sordum.
Verdiği cevap büyük şehirde yaşamanın külfetini özetler gibiydi :
- “ Sevdim anne çok sevdim ama çok yoruldum ben İstanbul’da, arabaların içinde ne kadar çok bekledik öyle, sadece ondan sıkıldım “.
Haklıydı. İstanbul o kadar büyümüş, o kadar kalabalıklaşmış ki, günlük hayat şehirde yaşayanlara bile külfet gelmeye başlamış. İnsanlar farkında olmadan şehir yorgunu olmuşlar.
Gelin görün ki İstanbul özlenen bir şehir. Tuhaf bir büyüsü de var. Ne onla oluyor ne onsuz.
Bu durumda İstanbul’a sadece tatil için gidip, özlem giderip dönmek yeterli sanırım.
Not: İstanbul’la ilgili yazılarım devam edecek, fotoğrafları henüz bilgisayara yüklemediğimden yayına veremiyorum, en kısa sürede onlar da bu sayfalarda olacak.
18 yorum:
İstanbulu en çok bir yakadan diğer yakaya bakarken seviyorum biliyor musun? O büyülü gelir bana... Sevindim gezmene, gitmene, gelmene, yemen içmene...Hoşgeldin sefalar getirdin.
Alpcan ne kadar haklı "yorulmak" kısmında. bu şehir gerçekten yoruyor insanı hele yaşarken...en güzeli tatil için gidip gelmeler olmalı...
Özlemim, hosgeldin bakalim, seni gidi gezenti seni:)) Özlemcim, bir kiskandim ki seni sorma gitsin, hele hele bulusmanizi:))
Insallah bir gün hep beraber bulusuruz bir yerlerde, kimbilir:))
Bekliyorum yazilarinin devamini:)
Öptüm oglusunu ve seni
Merhaba Özlem,
Meslektaş ve şehirdaş olarak tanıştığımıza sevindim. Biliyorsun ben de Antalya'da yaşıyorum, hem de uzun yıllardır. (eş durumundan:) artık kendimi antalyalı hissediyorum zaten. ama yaz sezonu nedeniyle bir süre ankara'da oğlumla beraber olacağım. ben de senin blogunu izliyorum, umarım tanışıp görüşmek de kısmet olur. Blogum hakkındaki güzel görüşlerine teşekkürler. Onur caymaz'ın "Yaz Tarifesi" adlı şiir kitabını kitapçılarda bulabilirsin. roman ve öykülerini de öneririm. İstanbul konusunda hemfikiriz, bir rüya şehir orası.
sevgiler benden sana...
Nurşen
Ne kadar güzel bir şiiirdir o, gerçekten vapur düdükleri hiç yabancı gelmedi kulağıma yıllar sonra bile, hiç unutmadım ki.
Sevgiler benden.
Ne kadar güzel aynı şehirde yaşıyor olmak Nurşen'ciğim, bir gün karşılaşalım o zaman.
Hayat bazen ve genellikle -eş durumundan- insanları farklı şehirlere sürüklüyor, Antalya da çok güzeldir ama İsranbul ve Antalya benim her koşulda mutlu olduğum şehirlerimdir.
Güzel günlerde ve güzelliklerde buluşmak dileği ile Nurşen'ciğim sevgilerimle...
İnşallah Belgin'ciğim, inşallah bir gün hep birlikte olacağız, biz istersek olur değil mi?
Senin için de kucakladım mayayı bilgin olsun:))
Sevgilerimle...
içindeyken şikayet edilip, uzağına düşüldüğünde özlenen bir şehir daha var mıdır bilmiyorum. ama İstanbul'un böyle olduğu kesin, en azından benim için.. güzel vakit geçirmenize çok sevindim. yuvaya hoşgeldiniz:))
Şile'de seni düşündüm ve , "Karadeniz'in kıyısına adım attım bir gün daha ilerilere de gelebilirim ve o zaman Yıldız'a da kaçarım inşallah " dedim:))
Şile'nin havası şahaneydi, güzel depolamışım serin havayı herhalde geldiğimden beri Antalya fazla sıcak değil:))
Sevgilerimle Yıldız'cığım.
Eh böyle güzel olmanın böyle de bir bedeli var :)İstanbul da bu bedeli ödüyor. Ben en çok deniz kıyısında gizli saklı kalmış kasabaları severim. Daha onları keşfetmeden insanlar, sokaklarında dolaşmayı, kalabalıksız olan kentlerin kendilerini nasıl koruduklarını düşünmeyi severim. ama artık kalmadı galiba öyle kentler...
Çünkü o gizli kalmayı başarabilmiş kasabalar da dingin bir hayat var, dinginlik huzuru da barındırıyor içinde, büyük şehir sıkıntılarından uzaklaşınca da kendini buluyor insan kediciğim. şhirleri ibiz insanalr fark etmeden tüketiyoruz belki de.
Sevgilerimle...
Canım hocam hoş geldiniz,sefalar getirdiniz Antalya'ya.Ne güzel İstanbul'u gördünüz,hissettiniz,resmettiniz ve o güzellikle geri döndünüz.Galiba haklısınız oraya gezi niyetinde gidip oradan ayrılmak en makbul olanı,fakat ben nedense bunu kabullenemiyorum.Oradan bıkmak,sıkılmak kaçınılmaz bir şey,yine de orayı seviyorum ve hep orada yaşamak istiyorum (tabi yurt dışı olmazsa :)
Size haberlerim olacak,en kısa zamanda görüşmek dileğiyle...
Sevgiler...
A bu arada fotoğrafları sabırsızlıkla bekliyorum.... :)
ee istanbula kadar yaklaşmışken, biraz da yaklaşıverseydiniz keşke buraya..keşke..
Bir daha ki sefere Funda'cığım, neden olmasın?:))
Sevgilerimle:))
Tembel öğretmenin daha bilgisayara yükleyemedi fotoğrafları en kısa zamanda Şahin'ciğim.:))
İstanbul hem zor hem de rüya gibi bir şehir. Bu iki özelliği zaten onu vazgeçilmez yapıyor ya:))
Sevgilerimle...
Şahin'ciğim, çok güzeldi İstanbul.
Hele adalar. Ada aşkı ile yanıp tutuşan bana pek iyi geldi.
Bu arada güzel haberlerini merakla bekliyorum.
Sevgilerimle...
veeee bana uğramadan gittiniz demek...Haber verseydin birlikte giderdik adaya ne güzel...:)
Dediğin gibi bu şehir yormakla kalmayıp insanın neşesini de alıyor elinden.Kronik yorgun oalarak yaşıyorsun ve en çok kullandığın kelime zamanım yok oluyor.En güzeli gezmek için gitmek...Senin yaptığın gibi...sevgiler...
Yorum Gönder